ABD Kongresi’nde ayakta alkışlanması bir tek şeyi gösteriyor; siyonist katil Netanyahu, köşeye sıkıştı! Kendi ülkesinde bile “katil” sloganlarıyla protesto edilen bu acımasız kasabın gidebileceği yer kalmadı. Bu sebeple olsa gerek ABD’deki seçimi fırsat bilen Yahudi lobisinin desteğiyle son şansını kullanıyor.
ABD Kongresi’ndeki tiyatro, vicdanı olan herkesi rahatsız etti. Seçim sebebiyle bu görüntüye izin veren Demokrat ve Cumhuriyetçi parti yöneticileri, bu yaptıklarıyla soykırım tarihine kara harflerle yazıldı. Bu leke, Biden ve yoldaşlarının üzerinden kolay kolay çıkmaz. Daha şimdiden ABD sokaklarında, “Genoside Joe” pankartları açılmaya başlandı.
Hamas kazandı!
Hamas kazandı çünkü yenilmez sanılan küresel sömürü ittifakının jandarması konumundaki İsrail’i perişan etti/ediyor. Evet, şehitler veriliyor, masum insanlar katlediliyor fakat emin olunuz ABD silahlarıyla donatılmış siyonist rejimin, kâğıttan kaplan olduğu ortaya çıkmış bulunuyor. İsrail polisinin, askerinin hatta ABD ve İngiliz polisinin giderek artan agresif tavırları, bu yenilgiye işaret ediyor. Hepsinin iç sesi aynı: “Birkaç baldırı çıplak nasıl olur da bize kafa tutar? Bunlar diğer sömürgelere kötü örnek oluyor. Eyvah! Ya diğer sömürge ülkeler de aynı şekilde ayaklanırsa biz ne yaparız? Kafaları bir an önce ezilmeli! Bu baldırı çıplaklara ne kadar güçlü olduğumuzu göstermeliyiz!” İşte bu zulüm kafası, inanç karşısında kaybetmeye mahkûmdur.
Siyonist rejimin her geçen gün daha acımasız saldırmasının, sivilleri ve özellikle çocukları hedef almasının arkasında, bu hakikati görmüş olması yatıyor. Acımasızlığını ve yıkıcılığını göstererek bozulan büyüyü yeniden ihdas edeceğini düşünüyor. Fakat çok geç!
Hamas’ın yedi aydır direniyor oluşu, en çok da ABD’yi şaşkına çevirmiş durumda. Hamas’ın yeraltı tünelleri aracılığıyla verdiği savunma stratejisi ve İsrail zırhlı birliklerine verdirdiği ağır kayıplar, Pentagon’da kafaları bir hayli karıştırdı.
İsrail, 7 Ekim'den bu yana Gazze'ye 90 bin ton bomba attı. Bu bombaların gücü, İkinci Dünya Savaşı'nda Hiroşima'ya atılan bombanın yaklaşık beş katı. Atılan bombaların yüzde 90’ı, ABD tarafından verildi. Bunun yanı sıra 25 F-35 uçağı, 95 milyar dolarlık yeni silah yardımı paketi Biden döneminde onaylandı. Türkiye’nin yıllık askerî harcamasının 10 milyar dolar olduğunu hatırda tutacak olursak yapılan yardımın boyutu daha iyi anlaşılır sanıyorum.
Bunların yanı sıra ABD, önleyici füzelerini yenilemesine yardımcı olmak için İsrail'e defalarca para gönderdi. Ayrıca Washington, İsrail'in 100 ila 200 km mesafeden ateşlenen roketleri vurmak üzere tasarlanan "David's Sling" (Davut sapanı) hava savunma sistemini finanse ediyor.
Bir ton civarındaki ağırlığı ve yıkıcı hasarıyla İsrail'in Gazze'ye attığı MK84 bombalarının tamamı da ABD tarafından sağlanıyor. Bu bombaların, sivil katliamında büyük rol oynadığı biliniyor. Benzer şekilde 220 kilogramlık MK82 bombaları da güdümsüz olmaları sebebiyle hedef gözetmeksizin atılan bombalar kategorisinde tanımlanıyor ve bunlar da ABD tarafından sağlanıyor.
Tüm bu yıkıcı askerî teknolojinin karşısında Hamas’ın elinde, Yasin-105 adını verdikleri roket yer alıyor. Çoğu yalın ayak dolaşan Hamas Mücahitleri tarafından atılan bu roketler, şimdiye kadar 700 İsrail zırhlısını yok etti. Bu orantısız saldırıda, ABD’nin yenilmez sanılan askerî gücü kaybediyor.
Başını Almanya, Fransa ve İtalya’nın çektiği Batılı ülkeler de İsrail’in kazanmasını istiyor. Çünkü en büyük korkuları, yenildikleri takdirde siyonist Yahudilerin tekrar Avrupa’ya dönecek olması. Bu ülkeler, Yahudilerin kendilerinden uzakta kalmasını yani tüm Yahudilerin İsrail’de toplanarak kendi sorunları olmaktan uzak kalmalarını sağlamaya çalışıyor. Avrupa’nın, tüm insanlık değerlerini ayaklar altına almasının altında bu korku yatıyor. Bu korku, siyonistlerin işine geliyor. Bu sebeple tek başına Almanya, katil siyonist rejimin silahlanma bütçesinin yüzde 30’unu karşılıyor.
Hamas kazandı çünkü ABD önderliğindeki Batı ittifakının, haklı olanı değil güçlü olanı desteklediği hiç bu kadar aşikâr hâle gelmemişti. Bu sebeple ABD yönetimi, Gazze saldırılarının bir an önce bitmesini istiyor. Siyonist rejimin yoğun bombardıman ve katliamlarının ardında bu ısrar yatıyor. ABD’nin verdiği sınırsız destekle yapılan sivil katliamlarının, Hamas’ın ve Filistin halkının pes etmesini sağlayacağını umuyorlar. Heyhat!
Hamas, yokluklar içinde verdiği onurlu mücadelesiyle vicdanı olan herkesin takdirini kazandı. Ölümü öldüren bu vatanseverlerin mücadelesi, tüm dünya tarafından gıpta ve hayranlıkla takip ediliyor. Bombardımanın ve acımasızlığın boyutu arttıkça Hamas’ın haklılığı ve küresel düzenin haksızlığı daha görünür hâle geliyor. Katil Netanyahu ve Batılı suç ortakları, ne kadar çırpınırsa çırpınsın, hangi tiyatroyu çevirirse çevirsin bu çöküş kaçınılmaz görünüyor. Çünkü büyü bozuldu! Derin uykudaki milletler, uyanmaya başladı. Çin’in, Rusya’nın, Yemen’in, İran’ın, Lübnan’ın daha cesur adımlar atmaya başlaması bundan kaynaklanıyor. Saflar netleşiyor ve tüm dünya, Hamas’ın başlattığı bu devrimin diğer coğrafyalardaki mücadeleleri ve savaş stratejilerini nasıl etkileyeceğini büyük bir umut eşliğinde bekliyor.
Çünkü Hamas kazandı! Küresel sömürü düzeni kaybetti ve tünelin ucu göründü!