Fiyatlar genel seviyesinde yukarı yönlü hareketler her geçen gün alım gücünün azalmasına sebep oluyor.
Artışlar enflasyonu körüklüyor ve hedeflenen enflasyon rakamları tutturulamıyor.
Enflasyon hedefinden en büyük sapma gıda sektöründe yaşanıyor ve yıllardır bu konuda da atılması gereken ciddi adımların belirtilmesine rağmen yapılan çalışmaların olumlu etkileri olduğunu söylemekte zor gözüküyor.
Yeni ekonomi yönetiminin üzerinde durması gereken en önemli konulardan birisi de gıda fiyatlarının aşağılara çekilmesi konusudur.
Bunun için tarladan başlayarak ürünlerin sofraya gelene kadar geçen süre içerisinde ki her aşamaya müdahale ederek enflasyonu körükleyecek hareketlerden kaçınılmasının sağlanması gerekmektedir.
Pandemi süresince yaşanan sıkıntılı ekonomik süreçte özellikle gıda fiyatlarında ki artışın çok iyi analiz edilerek hızlı bir şekilde yaşanılan artışlarda ki sebepler ortaya konulmalıdır.
Sebeplerin açığa çıkarılmasından sonra da artışın kaynağına inilerek gerekli girişimlerde bulunulması gıda enflasyonun dizginlenmesini sağlayacak çok önemli bir faktördür.
Tarımsal ürünlerin vatandaşın önüne gelene kadar ki sürecinde tarladan sonra aracıların ortadan kaldırılacağı direkt vatandaşın alımına sunulan bir modelin hayata geçirilmesinin zamanı çoktan geldi hatta geçiyor bile denilebilinir.
Özellikle gıda enflasyonunu artıran komisyon ücretlerinin minimum seviyelere indirilmesi konusunda gerek merkezi yönetim gerekse de yerel yönetimler üzerlerine düşen görev ve yükümlülükleri vatandaşın lehine yerine getirmelidirler.
Çiftçinin hasadı yaptığı ürünü hiçbir aracıya gerek kalmadan vatandaşın alımına sunacağı yeni mi yeni bir tarladan sofranıza ana temasıyla model meydana oluşturulmalıdır.
Ortaya konulan modelde hem vatandaş hem de çiftçinin yüzü gülmeli ve yaşanılan salgın sürecinde önemi çok daha iyi anlaşılan doğal beslenme alışkanlıklarına da katkı sağlanmış olmalıdır.
Çiftçi ürününü biraz daha iyi fiyata satarak hak ettiği ve onca emek vererek ürettiği ürünü gönül rahatlığıyla pazara sunabilmeli pazardan da ürünü alan vatandaşta uygun fiyatla aldığı aynı ürünü sofrasına katık edebilmelidir.
Uygun maliyetle elde edilen üründe enflasyonun artmasına sebep olmadan piyasada ki dolaşımını en iyi şekilde tamamlamalıdır.
Enflasyon sepetindeki ürünlerin yaklaşık yüzde 23 ünün gıda ürünlerinden oluştuğu göz önüne alındığında enflasyonun çeyreğinde gıda ürünlerinin payı vardır diye düşünülmelidir.
Yani enflasyonun yükselmesindeki payın yaklaşık 4’te 1’lik kısmı gıda ürünlerinden kaynaklanmaktadır.
Bu durumu bir örnek üzerinden anlamaya çalışırsak anlaşılması çok daha kolay olacaktır.
Şöyle ki, enflasyon hesaplamasında gıda ürünleri dışındaki ürünlerin fiyat artışlarının yüzde 10, gıda ürünlerinin fiyat artışlarını da yüzde 2 olarak düşündüğümüzde enflasyon yüzde 8 çıkacaktır.
Diğer taraftan gıda dışındaki ürünlerin fiyat artışlarının yine yüzde 10, gıda ürünlerinde ki fiyat artışının da yüzde 10 olduğunu varsayarsak bu sefer enflasyon yüzde 10 olacaktır.
Yani gıda fiyatlarındaki yüzde 500’lük artış toplam enflasyonu yüzde 25 artırmaktadır.
Bu bağlamda hal yasası üzerinde yeni gelişmeler ışığında çalışılmalı ve tüm taraflar ile enflasyonun da belirli noktalarda tutulabileceği bir formül geliştirilerek hızlı bir şekilde uygulanmaya konmalıdır.
Değilse enflasyonu istenilen düzeyde gıda enflasyonu bağlamında tutmak pek mümkün gözükmemektedir.