Kanun teklifi ile Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde akademisyenler ve sektör temsilcilerinden oluşan bir bilim komisyonunun kurulması istenmekteydi.
Gıda güvenliği; tüketime sunulan gıdaların sağlıklı, besleyici ve standartlara uygun olması amacıyla gerçekleştirilen her türlü faaliyeti kapsamaktadır. Güvenilir gıda üretim, tedarik ve arzı başlıca resmi otoritenin görevi olmakla birlikte üreticiler, sanayiciler, nakliyeciler, satıcılar ve hatta tüketicilerin ortak sorumluluğudur.
Gıdalar uygun hammaddeler ile temiz koşullarda üretilmediklerinde veya muhafaza edilmediklerinde halk sağlığı açısından risk oluşturabilen çeşitli tehlikeler ile bulaşık hale gelebilirler. Güvenilir olmayan gıdalar ise tüketenlerde çeşitli sağlık sorunları ve hayat kayıplarına neden olabilir. Bu durum ise ülkesel boyutta tedavi masraflarına ayrılan bütçenin artmasına, iş gücü kaybına bağlı olarak üretimde sıkıntılar yaşanmasına ve hatta turizmle ticaretin olumsuz olarak etkilenmesine neden olabilir. Sağlığın korunması ise her zaman tedaviden daha iyidir. Bu da sağlıklı ve dengeli beslenmekten geçmektedir.
Gıda konusunda bilgi kirliliği ve sağlıksız gıda üretimi çağımızın önemli sorunlarından birisi haline gelmiştir. Çoğunlukla çıkar sağlamak amacıyla ifade özgürlüğü adı altında yapılan ancak bilimsellikten uzak paylaşımlar, özellikle gıda güvenliği açısından toplumu olumsuz yönlendirebilmektedir.
Maalesef bilimsel olmayan çarpıcı açıklamalar karşısında uzman görüşleri medyada sönük kalabilmektedir. Ayrıca yapılan açıklamaların bilimsel bir temele dayanıp dayanmadığına karar verebilecek bir yapı da bulunmamaktadır. Bu noktada ülkede gıda ve sağlık alanında araştırmalar yapabilecek, tavsiye kararları alabilecek ve yapılan açıklamaların doğruluğunu inceleyebilecek bir bilim kuruluna ihtiyaç olduğu açıktır.
Bu kapsamda temmuz ayında Meclis’e gıda ile ilgili bir kanun teklifi sunuldu. Kanun teklifi ile Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde akademisyenler ve sektör temsilcilerinden oluşan bir bilim komisyonunun kurulması istenmekteydi. Komisyonunun gıda ile ilgili yapılan yayınların ve açıklamaların yanıltıcı olup olmadığını tespit etmesi planlanmaktaydı. Ayrıca gıdalarda taklit ve tağşiş yapan firmaların isim değiştirerek faaliyetlerini sürdürmeleri engellenecek ve cezalar arttırılacaktı. Hatta mevzuata aykırı şekilde üretim yapan firmaların kapatılması söz konusu olabileceği gibi halk sağlığını açıkça tehlikeye atanlara hapis cezası verilebilecekti.
Ancak yasa teklifi “Gıda ile ilgili konuşmak yasaklanıyor” gerekçesiyle yoğun bir şekilde eleştirildi. Bunun neticesinde yasa teklifinin görüşülmesinin Ekim 2020’ye ertelendiği ifade edildi. Umarım bu süreçte yasa teklifi, belirtilen endişeleri de giderecek şekilde revize edilir ve toplumun gıda alanında doğru bilgiye ulaşması, halk sağlığının korunması ile üreticiler arasında haksız rekabetin önlenmesine hizmet edecek şekilde bir an önce hayata geçer.