David Fromkin’in “Barışa Son Veren Barış” adlı bir eseri vardır ve Ortadoğu bölgesinde bugün yaşanan sorunların tarihsel temellerini en iyi anlatan kitaplardan biridir. Orijinal adı “A Peace to End All Peace” adlı bu kitapta Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşü ve Birinci Dünya Savaşı sonrasında yapılan barışın Ortadoğu’ya barışı katiyen getirmeyeceğini ve hatta bu barışın tüm barışları bitirecek bir barış olduğunu vurgulamaktadır. Zira Osmanlı İmparatorluğu’nun eski topraklarında ilk önce İngilizler ve daha sonra Amerikalılar ellerine cetvel alıp türedi, devletlerin sınırlarını çizerlerken ileride sürekli sorunlar oluşması ve bölgenin kesintisiz krizler içerisinde kalmasını planlamışlardır. 1. Dünya Savaşı partnerimiz Almanya bu anlaşmanın kendisini bağlayan ezici sonuçlarına 2. Dünya Savaşı’nı çıkararak cevap vermiş ve her ne kadar yenilmiş görülse de Avrupa’da yeni bir denklemin oluşmasını sağlamıştır. Ancak bu barışın asıl dehşet verici sonuçlarına katlanmak zorunda kalan Osmanlı bakiyesi Türkiye henüz bu ”barışla” hesaplaşma hakkını kullanmamıştır. Belki de 3. Dünya Savaşı Türkiye’nin bu hakkın kullanmak istemesiyle husule gelecektir.
Bölgemizde meydana gelen son geliş gelişmeleri bu gözle okumakta yarar olduğunu düşünüyorum. Bu okuma biz İslam milletine 100 yıldır maruz kalmakta olduğumuz zulümlerden kalıcı olarak kurtulma fırsatı verebileceği gibi, aynı zamanda başımıza gelebilecek her türlü duruma karşı da hazırlıklı olma bilincimiz de taze tutacaktır.
Coğrafyanın makus talihini değiştirmek, yeni bir Ortadoğu ve dünya denklemi kurmak elimizdedir, ancak bunun çok kolay bir süreç olmayacağı da açıktır. Bu söz konusu ”barış” vesilesiyle tesis edilen düzenin, tarihsel olarak kan, din ve kültür akrabalığımız olan halkların kendilerine düşman, işbirlikçi yapay rejimlerce inim inim inletilmesi, yaşamak ve kendini ifade etmek gibi en temel insani haklarının gasp edilmesi, hepsinden önemlisi kendilerini gerçekleştirme özgürlüklerinin ellerinden alınıyor olması karşısında çok daha uzun süre sabredebilmek de pek mümkün görünmüyor gibi.
Bunun bir faturası olacaktır mutlak, bir bedel ödeneceği kesindir. Ancak bunu şimdi göze alamadığımızda yarın çok daha geç kalmış olabileceğimiz gibi, başarmamız çok daha güç hale gelebilecektir. Zira Ruslar gözlerini karartıp hem ülkemizin manevra alanını daraltmak hem de bölgeye çöreklenmek hedefleriyle harekete geçmişlerdir. Şimdi dur denilmezse, yarın bunu söyleyebilecek dermanımız bile olamayabilir.
Bu nasıl olur, ne şekilde yapılır bilmiyorum; ama eğer devletimizin Ortadoğu gibi bir kaygısı varsa, bunu becerebilecek planları da olmalıdır. Bu zelil barış, bölgemizde barışa zaten çok zamandır son vermiş durumdadır. Belki de yeni ve kapsamlı bir savaşı göze almak gerçek barışı getirebilecektir coğrafyamıza.
Bedeli kısa vadede ağır bile olsa..
Selam ve duayla…