Son döneme kadar Diyanet İşleri Başkanlığı, üretilmiş olan “Ata dini”ni muhafaza ve müdafaa etme mekanizmasıydı! Cahiliye döneminde “atalar dini” vardı; şimdi ise “Ata dini” var(dı). Mehmet Görmez hocamız, helvasını yapıp yemeseler de putunu taptıkları bu üretilmiş dinin maskesini indirmek, ehli sünneti anlatıp hakiki İslâm’ın anlaşılması için emek ve mesai harcadı. İslami olmayan algı ve olguları İslamiymiş gibi kabul ettirme çabaları toplumumuzun zihin yapısını deforme ediyordu. Modern zamanın bize dayattığı psikolojik ve sosyolojik harbin bertaraf edilmesi için büyük emekler sarf etti.
Diyanet, aynı zamanda “yan gelip yatma” yeriydi. Bu anlayış, bu tarz büyük ölçüde aşıldı. Mehmet Görmez hocayla “Diyan/et”likten çıkıp aslî görevini yapmaya başlayan bir Diyanet ile tanıştık. İnsanımızın Câmi’ye olan bakış açısı, anlayışı değişti. Toplumumuz “geleneksel modern Ata dini” anlayışından kurtulup “hakiki din”i gördü. Son dönemlerde sünnetten, hadis’ten bihaber bir jenerasyon oluşturma teşebbüslerine karşı da Allah’ın dinine ve Peygamberine sahip çıktı.
Câmi’nin salt ibadet mekânları olmadığı, aynı zamanda birer sosyal alan olduğu, yaşamın tam da merkezinde bulunduğu gerçeği hatırlatıldı insanımıza. İnancın yanında ahlâkın, edebin ehemmiyeti üzerinde duruldu ve ahlâk sahibi olunmadan İslamlığın olmayacağı kanâatini ikame ettirmeye gayret etti. Çocuklarımızı ve cıvıltılarını öcü olarak gören bir Câmii anlayışından, çocukların bizzat geleceğimiz oldukları realitesi anımsatıldı. Bugün saflarımızın arkasındaki çocukların, gelecekte safların sahibi olduğu bilinci oluşturuldu. Bugün o çocuk seslerinin, cıvıltılarının olmayışı, yarının saflarının boş olması demek olduğu idrak ettirildi. Hakikatte İslâm’da olmadığı halde İslâm’a atfedilen o sert mizaç, o ekşi yüz ifadesi, o buz gibi duvar profili; merhamete, sıcak bir yüze, tebessüme inkılap ettirildi.
Şekilden, görüntüden ziyade muhteviyata, liyakata verilen önem ve değer ön plana çıkarıldı. Hurafe(ci)lerin, tabu(cu)ların, put(çu)ların maskesi indirildi. Görev süresi boyunca kaliteli Müslüman yetiştirme niyet ve eylemlerine şahit olduk Mehmet Görmez hocamızın. Allah ondan razı olsun.
Ressam Bob, “Şuraya Câmi’de oturup bir çocuğun elini öpen tevazu timsali bir Diyanet İşleri Başkanı, şuraya da art niyetle ona çemkiren birkaç dangalak çizelim” demiş midir?