Algı operasyonu nasıl yapılır, bir olay nasıl çarpıtılır, insanın gözünün içine baka baka nasıl yalan söylenir, kitleler nasıl manipüle edilir, bu hafta gördük. 51. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun son etabı İstanbul’da yapıldı. Dereceye giren sporculara ödüllerini Cumhurbaşkanı Erdoğan verdi. Ödül törenine dair önce sosyal medyaya düşen fotoğraflarda, sonra Cumhuriyet, Birgün, Millet ve Yurt gazetelerinde çıkan haberlerde güya Erdoğan ödül törenindeki konuşmasını uzatmış, sporcular da onu protesto edip podyumu terk etmiş, korumalar sporcuları kollarından tutup tekrar zorla podyuma çıkarmış… Gerçekten böyle mi olmuştu peki?

O gün Sultanahmet Meydanı’nda ben de vardım. Ödül törenini gazeteci olarak takip ettim. Sporcuların turu tamamlayıp alana gelişlerini, podyuma çıkışlarını, Erdoğan’ın sporculara madalyalarını takdim edişini, onlarla tokalaşmasını, törende konuşmasını, sporcularla fotoğraf çektirmesini, alandan ayrılmasını birebir izledim. Fotoğraflara yansıdığı gibi bir skandal yaşanmadı. Erdoğan iddia edildiği gibi konuşmasını uzatmadı. Aksine olabildiğine sade ve kısa bir konuşma yaptı. Organizasyonun gördüğü ilgiden, bisikleti sevdirmekten bahsetti.

Peki sporcuların podyumdan inişlerine ve korumaların sporcuların kollarından tutup geri çağırmalarına dair fotoğraf da ne oluyor? O fotoğrafın hikayesi tamamen organizasyon bozukluğuna dayanıyor. 8. ve son tur olan İstanbul turunda dereceye giren sporcular podyuma çağrıldı, ödülleri verildi. Ödüllerini alan sporculara “gidebilirsiniz” anonsu yapıldı, sporcular da podyumdan inmeye başlamıştı ki, “ikinci bir ödül verileceği” anonsu yapılınca sporcular hemen -daha merdivenlerden inmeden- geri çağrıldılar. Bahse konu olan fotoğraf tam o esnada çekilmiş. Karede; podyumu terk eden bir sporcu, sporcunun kolundan çeken bir koruma ve onlara bakan Erdoğan görüntüsü yer aldı. O fotoğrafı çeken ve sosyal medyada paylaşan Cumhuriyet gazetesi muhabiri Sami Gürel de bunun böyle olduğuna şahitlik etti. Ancak nedense o ânı sosyal medyada, “Saatlerce pedal çeviren bisikletçiler dakikalardır Erdoğan’ın konuşması için sahnede ve oldukça mutsuz.  Cavendish büyük tepki gösterdi ve sahneyi terk etti. Korumalar yeniden zorla podyuma getirdi” sözleri ile paylaştı. Ertesi gün ise o fotoğraf AK Parti muhalifi birçok gazetenin birinci sayfasında “törende skandal” başlığı ile haber oldu. O anlara şahitlik etmesem belki ben de böyle bir olayın vuku bulabileceğine inanabilirdim; ancak o anlarda ben de oradaydım. Ve sadece bir fotoğraf karesi ile bir olayın nasıl çarpıtıldığını, nasıl insanların gözünün içine baka baka yalan söylendiğini görmüş oldum.

AK Parti muhalifi olabilirsiniz, Erdoğan’dan ölesiye nefret edebilirsiniz, devlet veya hükümetçe gerçekleştirilen bir organizasyonun açıklarını bulmak için çaba sarf edebilirsiniz, ancak düpedüz yalan söylemek, insanları kandırmak, gerçeği çarpıtmak rezilce bir durumdur. Twitter’daki profil fotoğrafını Berkin Elvan’ın resmi yapacak kadar “hassas” bir gazetecinin böyle bir çarpıtmaya imza atması ise en hafifinden edepsizliktir. İnsanların gözünün içine baka baka yalan söyleyerek muhaliflik de eleştirel habercilik de yapılmaz. Bunun adına manipülasyon denir.