Memleketin her yanı güzel. Fekat bazı yerleri daha güzel gibi.
Mesela Diyarbakır…
İlk defa geçtiğimiz günlerde gittim. Hakikaten her yanından tarih fışkıran ve ciddi potansiyel barındıran bir şehir. Terör olayları son dönemde tamamen kesilmiş. 1 yıldan fazla zamandır sorun yok. Halk da bundan çok memnun. Rahat bırakılsa coğrafyanın merkezi olacak bir şehir…
Peki, Diyarbakır’a neden gittik?
Dicle Üniversitesi Mavera Gençlik Kulübü’nün daveti üzerine eşim Yeşim Tonbaz ile birlikte söyleşi gerçekleştirdik. Gayet de güzel oldu. Çok da güzel oldu. Yine olsa, yine yaparız.
Gençlerin arzusu, saygısı, misafirperverliği ve heyecanı umut veriyor. Öğretmenlerinin önderliğinde kıymetli şeyler yapıyorlar. Ilahiyat Fakültesi öğrencilerinden oluşan grup düzenli olarak film okuması yapıyor ve memleketin farklı yerlerinden misafir ağırlıyor.
Biz de Yeşim Tonbaz’ın ödüllü kısa filmi “Askıda”yı ve “Sinemada Kudüssüzlük” meselesini konuştuk. Sınav dönemi olmasına rağmen dolu olan salondan ışıl ışıl gözlerle bize bakan gençlerin çabalarının ciddi meyveler vereceğine dair inancım tam.
Dicle Üniversitesi Mavera Gençlik Kulübü sayesinde Diyarbakır’da dolu dolu 2 gün geçirdik. Haliyle şehri biraz olsun tanıma fırsatı bulduk ve bol bol sohbet ettik.
Diyarbakır’ın taşıdığı potansiyelin değerlendirilmesi gerekiyor. Terörün def edildiği bir ortamda artık gençler eliyle kardeşliğin yükseltilmesi lazım.
Özellikle sanat faaliyetleri derinden etkili olacaktır. Bu bağlamda yetkililerin de harekete geçip geniş kapsamlı organizasyonlar yapması gerekiyor.
Şehirlerin tanıtımı ve kitlelerin ruh halinin normalleşmesi noktasında sinema, tiyatro ve bağlı faaliyetler o denli etkili ki…
Çin Seddi’nden sonra dünyanın en uzun surlarına sahip olan Diyarbakır’ın, şehit sahabelerinden Hevsel Bahçeleri’ne, Dicle’sinden insanına kadar öylesine derin ve etkili bir ruhu var ki…
Bütün bu ki’lerin vurgusuyla güzel günler görmesi ve önderlik etmesi gereken coğrafyalardan olan Diyarbakır’a içten selam ve teşekkürümü iletiyorum…
Gençlerin potansiyeline kapı aralayan Dicle Üniversitesi yönetimi, Belediye Başkanlığı ve Kaymakamlık başta olmak üzere bütün kurumları da sosyal faaliyet çerçevesinde sanat ve spor temelli kalıcı işlere adım atmaya davet ediyorum…
Hep söylediğim bir şey var…
İnsanın, insanla irtibatına benzer bir ilişkisi var toprakla…
Bu topraklar ise…
İnsanlık tarihinin, insan talihinin en müstesna noktalarından biri…
Bunun farkında olarak…
Kendimizle barışık ve toprağımızla irtibat halinde yol almamız gerek…