Sözün başında şunu ifade edelim. Cumhurbaşkanımızın ilk günkü açıklamasında kullandığı “İslam’ın güncellenmesi” tabiri sorunlu, tashihe muhtaç ve yanlış anlaşılmaya müsait bir tabirdi. Açıklamaları yaptığı gün “bu sözler sıkıntılı, tashihe ihtiyacı var, Cumhurbaşkanımızın bunu düzelteceğini düşünüyorum” demiştim. Nitekim ertesi gün yaptığı konuşmayla meseleye açıklık getirdi, iyi de yaptı, art niyetlilerin meseleyi farklı mecralara çekmesinin de önüne geçmiş oldu böylece.
Erdoğan için en büyük tehdit, içinden çıktığı, ait olduğu sosyoloji ile arasına bariyerler örülmesidir. Hâlihazırda yaşananlar, yürütülen algı operasyonları bunun zemini için biçilmiş kaftan! Erdoğan’ın ait olduğu sosyoloji, kardeşleri, onun kim olduğunu, kimlerle çarpışa çarpışa bu günlere geldiğini, memleketi ne günlerden bu günlere getirdiğini biliyor, unutmuş değiller. Erdoğan’dan zerre miskal şüphe etmiyorlar, ondan eminler. Ancak, ikaz edilmeleri gereken hususlar hâsıl olduğunda, kardeşlerine hitap ederken merhamet duygusunu bir kenara bırakmamasını, hasımlarına karşı kullandığı üslup ve usulleri kardeşlerine karşı da kullanmamasını istiyorlar. Erdoğan’ın, T24, OdaTv, Cumhuriyet, Sözcü, Doğan medya gibi algı operasyonlarını alenen yapan şer odakları “medya” gruplarının propagandaları ve kirli ithamlarıyla kardeşlerini hırpalamasın istiyorlar. Öyle değilse bile dışarıdan öyle göründüğünü bilmesini istiyorlar.
Gerek sanal sebeplerle, gerekse de konuşma ve eylemlerinden yola çıkıp manipüle ederek Erdoğan’a yönelik (ilk günden beri hiç eksik olmadı) kara propaganda şiddetle devam ediyor.
Erdoğan’a operasyonlar hep dindar Türkler ile Kürtler üzerinden yapılagelmiştir. Biliyorlar ki bunlarla Erdoğan’ın arasını açmayı başardıklarında, Erdoğan’ı indirmenin anahtarını ellerine geçirmişler demektir.
-Erdoğan’ın bahse konu konuşmasından sonra “sırtlanlar” birden kendilerini yeniden gösteriverdiler. Yıllarca en aşağılık muameleleri dindarlara, Kürtlere reva görenler birden dindar ve Kürt dostu postuna büründüler.
-Yıllarca İslam’la, dindarlarla mücadele etmiş güruh, ömrünü dindarlara özgürlük mücadelesine vakfetmiş Erdoğan’ı “güncelleme” üzerinden yerden yere vurarak İslami hassasiyet sahibiymişler gibi sahtekârlığa başladılar.
-Cumhuriyet tarihi boyunca Kürtlere yapılan bütün zulüm ve insansızlıkların müsebbibi olan bu güruh ve ideolojisi iken, Kürtlerin gasp edilmiş ekseri hakkını iade eden, Kürtler en çok onun döneminde rahat ve huzura ermişken, “Kürtler artık Erdoğan’ın umurunda değil” kara propagandası yürütüyorlar.
– İmam Hatiplilerin “kötü hastalıklı” muamelesi gördüğü, başörtülülerin hiçbir kamu kurumuna giremediği, dindarların ikinci sınıf vatandaş sayıldığı bir Türkiye’nin bozuk sicilini düzeltip, İmam Hatiplilere yönelik adaletsizlikleri kaldıran, başörtülülerin TBMM ve TSK dahil bütün kamu kurumlarına girmesini sağlayan, dindarların hürriyetlerini temin eden bir Türkiye haline getiren Erdoğan’a “dindarları ve dindarlığı artık önemsemiyor” iftirasında bulunuyorlar.
Yaptıkları algı operasyonlarıyla hem Erdoğan’ın ait olduğu sosyolojiye “Erdoğan gaflet içerisinde” dedirtmeye, ondan soğutmaya, hem de kamuoyu oluşturup “Eski Türkiye”nin kronik hastalıklarını devam ettirmek istiyorlar. Milletimizin hassas değerleri üzerinden operasyon yapıyor, sonuç almak için pusuya yatıyorlar. Uyanık olmalıyız, yıllardır farklı kisvelerle sahneledikleri aynı senaryoyu yememizi bekliyorlar!
Ressam Bob, “Şuraya da pusuda bekleyen sırtlanları çizelim” demiş midir?!