26. gündeyiz!

26 gündür Filistinlilere uygulanan soykırım devam ediyor.

İsraillilerin bağnaz inançları ve siyonist-evanjelist siyasilerin açıklamalarına bakılırsa süreci zorlama peşindeler. Yani “çim biçme” diye tabir ettikleri, Filistinlilerin nüfusunu katlederek kontrol altında tutma “stratejisiyle” yetinmeyecekler. Bu defa ‘toprak alma’ hedefindeler. Gazze’nin işgali için her türlü kirli ve kanlı adımları atıyorlar.

Sahada büyük hareketlilik var. İsrail, tanklarını Gazze’ye sokmuş durumda.

İsrail İçişleri Bakanlığı, İsrail ordusunun Gazze'nin kuzey ve orta kesimlerine doğru ilerlediğini ve kara saldırısının resmen başladığını duyurdu.

İsrail ordusu sözcüsü, Güney Cephesi komutanının askerlere Gazze'ye kara operasyonuna başlamaları emrini verdiğine dair bir videoyu paylaştı.

İsrail Güney Komutanlığı, sınır birliklerine 'saldırı' emri verirken "Ara sokaklarda savaşacağız, tünellerde savaşacağız. Karşı karşıya olduğumuz iğrenç düşmanı, Gazze'yi yeneceğiz" dedi.

İlk etapta büyük oranda yıkılmış ve insansızlaştırılmış mahallelerde, yıkıntılar içinde kendilerine mevzi hazırlığı yapmaktalar. Hamas güçleri ile sıcak çatışmalar yaşanıyor.

Gazze'ye giren İsrail ordusu çok yavaş ilerliyor. İçeri giren tank sayısı oldukça fazla.

MÜLTECİ KAMPINI NEDEN VURDU?

Gazze’yi adım adım parçalara bölerek işgal etme hedefindeler.

Bu aşamada askerleri içerideyken havadan bombalama yapmaları kendi askerlerinin aleyhine olacaktır.

Bu nedenledir ki İsrail, dün Gazze’de bombardımanı hafifletti.

Fakat her gün düzenli bir şekilde yaptığı insan katliamından geri kalmamak için bu kez de insanların topluca bulunduğu mülteci kampını vurdu.

İşgalci İsrail, Kuzey Gazze Cabalya Kampı’na büyük bir bombardıman saldırısı yaptı. Yüzlerce şehit olduğu aktarıldı. 400 şehidimiz var, çoğu çocuk!

Hastane saldırısından sonra yaşanan en büyük kayıp, bu saldırıyla gerçekleşmiş oldu.

Böylelikle İsrail’in savaş suçlarına bir dosya daha eklendi.

İSRAİL TANKLARININ GAZZE’YE GİRMESİYLE SAFLAR NETLEŞİYOR

İsrail’in kanlı eylemleri devam ederken katliamın bölgeye etkisi de mevcut.

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'ne birçok eksenden kara harekâtı başlatırken Yemen'deki Husi güçleri de İsrail'e balistik füzeler ve İHA'larla saldırı girişiminde bulundu.

Yemen Silahlı Kuvvetleri Sözcüsü Yahya Saree, yaptığı açıklamada İsrail'e savaş ilan etti.

Böylelikle Filistin direnişi ve halkı ile dayanışma amacıyla siyonist rejime karşı açıktan savaşa giren ilk İslam devleti Yemen oldu.

Saree, “Siyonist düşman Gazze’ye saldırılarını sürdürdükçe İsrail’i SİHA’larımız ve füzelerimizle vurmaya devam edeceğiz. Filistin'i savunmak kutsal görevimiz ve her şeyi yapmaya hazırız. Bu kapsamda Allah'ın yardımıyla işgalci İsrail'in hedeflerine çok sayıda balistik füze fırlattık" dedi.

Yine bir kaynaktan aldığım bilgiye göre, PKK’lı militanlar da denkleme giriş yapmaya başladı. İsrail tarafına çalışan kişilerin, ücret karşılığında Suriye bölgesinde bulunan PKK-YPG teröristlerini İsrail ordusuna kattıkları bilgisi paylaşılıyor.

Yazımda bir şerh düşmek isterim. Açıklamalar çok taze ve teyide muhtaç. Bu noktada yine de temkinli davranmak istiyorum.

Fakat şu da bir gerçek ki, saha daha da kızışıyor ve Kassam Tugaylarının “yalnız bırakıldık” söylemlerinin olduğu bugünlerde Yemen gelişmesi çok şaşırtıcı olmadı. Bununla birlikte PKK’nın denkleme girmesi ise yine şaşırtmaz çünkü zaten ABD’nin tasmalı kuklası konumundalar.

GÜÇLÜ OLMAK!

Müslüman toplumlar ve Müslüman ülkeler bu yaşananlardan ders çıkarmalı.

Ekonomik, askerî ve siyasi güç olmak zorundayız.

Caydırıcı olmak için de tam bağımsızlık için de bu şart.

Bakınız, Yahudi kökenli Amerikalı yazar Noam Chomsky, "Belki Filistinliler tüm dünyadan destek mesajları alıyorlar ama kimse onlar için fazla bir şey yapamayacak. Çünkü zengin ve güçlü değiller, dolayısıyla hakları da yok. Özellikle ABD, bir şeyler yapmaya çalışan herkesi tehdit ettiği müddetçe" ifadelerini kullanıyor ve bunun üzerine düşünmemiz gerektiğini belirtmek istiyorum.