İnsanın sağlıklı yaşayabilmesi için, dengede olmasına ihtiyaç vardır. Beden sağlığı açısından bu böyle olduğu gibi, psikolojik sağlığımız açısından da bu böyledir. İnsanın dengede olabilmesi için öncelikle ihtiyaçlarının karşılanması lâzımdır. En acil ihtiyaçlarımız biz bağımlıyken duyduğumuz ihtiyaçlarımızdır. En çok etkilenme de bu mutlak bağımlılık döneminde olur. İlk ve en acil ihtiyaç, şefkatli bir kucakta ısınmaktır. Sevgi ile açılan kollarda şefkatle sarılan çocuk, anne sütünden önce ilk gıdasını almış olur. Hamileliğinden itibaren bir bebeği olacağını öğrenince çok mutlu olan bir anne ile henüz erken bulan ya da hiç istemeyen bir annenin hamileliğinde, doğumunda ve bebeğinin büyütürken hissettikleri ve yansıttıkları farklı olacaktır. Ancak ilk zamanki şaşkınlığı geçtikten sonra anlayışını düzeltip bebeğini sahiplenirse mesele yoktur.

Sevgi, insanın içini güneş ile doldurması gibidir, gittiği her yere o güneşi taşır ve yansıttıkça da gelişir. Çocuk bu sevgiye, hava gibi su gibi ihtiyaç hisseder. Anne baba, önce kendi aralarında paylaşıp çoğalttıkları ve çocuklarına yansıttıkları sevgi ile çocuğa ömür boyu taşıyacağı çok zenginleştirici bir armağan ve gıda vermiş olurlar. Çocuk, önce anne babasından gördüğü ve ürettiği sevgiyi tekrar anne babasına yansıtarak bir alış verişi başlatır. Böylece öğrenir ve hayata yansıtır. İşte buradan üçüncü bir sacayağının oluşması gerekir ki bu da Allah (cc) sevgisidir. Eğer anne baba çocuk ile sağlam bir duygusal bağ kurmuşsa ve telkin ettiğini yaşıyorsa, öğrenme çok güçlü olur ve buradan harika bir denge çıkabilir. Söylediği doğru söyleme biçimi yanlışsa ya da söyleme biçimi de doğru fakat hayatında yoksa olması gereken etkinin olması zorlaşır.

Anne babası ile çocukluğunda ve gençliğinde sıkıntı yaşayanlar, anne babalarını hatırlayınca içleri sevgi ve mutlulukla dolmak yerine hüzünle dolanlar, bu duyguları eritmeden, içlerini yakan ve her hatırlatışta acı veren bu duygulardan kurulmadıkça, dengelerini bulmaları çok zordur. Bu yaşananları unuttum zanneder gençler fakat bir türlü mutlu olamamanın, kimseye güvenememenin, derinden etkileyen bu sevgi boşluğunun nasıl oluştuğunu ve nasıl gidereceklerini bilemezler. Oysa yaşadıkları sıkıntıların çoğunun altında, mutsuz ve zarar gördükleri çocuklukları yatar.

Bunun yanında, Allah (cc) ile olması gereken sevgi bağı da kurulamamışsa, hayata tutunacağı bağları kalmamış gibi olur. Eğer çocuklarımızın dengeli bireyler olmasını istiyorsak; önce, sevgi ile başlarının okşanmasına, anne babasının yanında önemsenen bir birey olduğunu hissettirmeye, onlarla oyun oynamaya, sinemaya gitmeye, parkta oynamaya, ihtiyaçları olduğunu öğrenmeli ve yapmalıyız. Ve bunları biz yapamazsak başka kimsenin yapamayacağını bilmemiz gerekiyor. Çocukların bir tek anne babaları var, onlar da bizleriz ve kimse bizim boşluğumuzu dolduramayacak. Aldığımız lüks giysiler değil, bir çift “Canım yavrum” sözü ısıtır. Allah’ı (cc) sevebilmesi, bir çocuğun hayatı için çok önemli bir kazanımdır. Bu yüzden, asıl denge üç sayacağı tamamlandığında oluşur. Bunun için eksiğimizi ne zaman fark etmişsek o zaman telâfi etmeye başlayabiliriz. Bilmeliyiz ki, Allah’ın (cc) gücü her şeye yeter.