Hayat, karmaşık ve çok yönlü bir deneyim.

Bu deneyimi anlamlı kılan, ona değer katan unsurlar ise çoğunlukla küçük ve sıradan görünen anlarda gizli.

Bazen içten gelen bir selam, bazen samimi bir gülümseme, bazen şefkatle okşanan bir baş, bazen omuza konan bir el...

İşte tüm bunlar, hayatın dokusunu oluşturan ve ona değer katan inceliklerdir.

Değer vermek, sadece insanlara karşı gösterdiğimiz bir davranış biçimi değildir; çevremizi saran tüm canlılara, doğaya ve hatta cansız varlıklara karşı da gösterebileceğimiz bir tutumdur.

Havayı kirletmemek, havaya değer vermek; suyu israf etmemek, suya değer vermektir.

Sokakta aç dolaşan bir kediyi veya köpeği doyurmak, balkonumuza konan bir kuşa su vermek de aynı şekilde değer vermenin bir ifadesidir.

Değer vermek, bir varoluş biçimidir; karşılıksız sevgi, şefkat ve saygı temelinde yükselen bir yaşam felsefesidir.

Değer verdiğimizde, sadece karşımızdakine değil, kendimize de değer katmış oluruz.

Değer vermek, insanın özünde var olan iyilik, güzellik ve merhamet duygularını besler ve büyütür.

Ne yazık ki günümüz dünyasında, insanların birbirine değer vermeyi unuttuğuna şahit oluyoruz.

Birbirimizi değersizleştirmek için âdeta yarışıyoruz.

Bencillik, çıkarcılık ve rekabet gibi olumsuz duygular, insan ilişkilerini zedeliyor ve toplumsal dokuyu yıpratıyor.

İnsanın insana değer vermediğini gördükçe, insanlığın nasıl yok olduğunu gözlemliyorum.

Oysa insan, değer görerek var olur; değer vererek yücelir.

Değer görmek, insanın kendine olan güvenini artırır, öz saygısını geliştirir ve onu hayata bağlar.

Değer vermek ise insanın empati yeteneğini güçlendirir, merhamet duygusunu besler ve onu daha iyi bir insan yapar.

Hayatta her şeye, her canlıya ve özellikle insana değer vermeyi, teşekkür etmeyi bir borç bilmeliyiz.

Değer verdiğimiz şey büyür, vermediğimiz şey ise yok olur.

Değer vermenin bir diğer önemli boyutu ise özür dilemeyi ve affetmeyi bilmektir.

Hatalarımızın farkına varıp özür dilemek, karşımızdaki insana değer verdiğimizi gösterir.

Bize karşı yapılan hataları affetmek de büyük bir erdemdir.

Affetmek, geçmişte yaşanan olumsuzlukların bizi esir almasına izin vermemek ve geleceğe umutla bakabilmek demektir.

Kime, nasıl ve ne şekilde olduğundan bağımsız olarak özür dilemeyi ve affetmeyi öğrenmeliyiz.

Bu, hem kendi iç huzurumuz hem de sağlıklı insan ilişkileri kurabilmemiz için gereklidir.

Demem o ki; değer verdiğimiz kadar değerliyiz.