Finans birçok bilim dalıyla birlikte çalıştığında çok daha anlamlı çalışmalara ve dolayısıyla da sonuçlara imza atar.

Aslında hiçbir bilim dalı tek başına birçok şeyi ifade etmekte zorlanabilir ancak birden fazla dalla bir arada bazı şeyleri üretmeye çalışırsa çok daha anlamlı neticeler elde eder.

Davranışsal finansta finansın psikoloji, antropoloji, sosyoloji ve sosyal psikoloji ile kolektif çalışması sonucunda ortaya çıkan bir bölümüdür.

İnsanın içerisinde bulunduğu ruhsal durum finansal anlamda alacağı kararları etkilediğinden psikoloji ile çalışır.

İnsanın geçmişteki ve şimdiki bazı yönleri de finans anlamında önemli değişkenler olduğu için de antropoloji ile kolektif bir bağ vardır.

İnsanın içerisinde bulunduğu sosyal yapı vereceği kararlarda etkili olduğu için sosyoloji ve sosyal yapı ile ruhsal durum da finansal kararlarda kendisini gösteren en önemli iki değişken olduğu için de sosyal psikoloji ile finans bir arada faaliyet gösterebilirler.

Ayrıca davranışsal finansın dinamikleri de kişilerin veya şirketlerin alacakları finans kararlarında her zaman ön plana çıkmaktadır. Bu dinamiklere uygun hareket edildiğinde başarı oranı oldukça yukarılara çıkmaktadır.

Dinamiklere genel anlamda bakıldığında ilk olarak finansal anlamda karar verenlerin duygusal ve rasyonel olmak üzere iki gruba ayrıldıklarını görürüz. Duyguların hakim olduğu tarafta yanılma payı oldukça yüksek olmakta rasyonel verilere göre hareket edenlere baktığımızda ise yanılma payının çok alt seviyelerde olduğu gerçeğiyle karşı karşıya kalırız.

Finansal anlamda kazanç beklentileri her zaman yukarılardadır ama rasyonel davranış eğilimi içerisindeki getiriler ise sınırlı olmaktadır. Çünkü artık dünyanın her yerinde kar oranları alt seviyelerde seyretmektedir.

Verilecek finansal kararlarda davranış şekillenmesi üst seviyelerde gerçekleşir. Yani kararlar üzerinde davranışlarımız etkilidir.

Finansal piyasalara etki eden etmenler o kadar fazla ve karmaşıktır ki buradaki değişkenleri sadece sayısal modellemelerle ifade edemeyiz. Öyle ki sayısal ifadelerin yanında davranışsal hareketlenmelerde düşünülerek hareket edilmelidir.

Davranış şekillerine bakıldığında her tarafta aynı tür davranışlar ortaya konulurken sonuçların ise şekillerle aynı olmadığı görülür. Yani sebep ile sonuç birbiriyle çokta örtüşmemektedir. Dolayısıyla verilecek kararlarda bu yön hiçbir zaman unutulmamalıdır.

Piyasadaki ana işleyiş kazanma ve kaybetme üzerine kurulmuştur yani kazanan kar elde etmiş kaybeden ise zararla yerine dönmüştür. Bir bakıma hayattaki tüm olgular gibi her şey zıt (iyi-kötü, var-yok, pozitif-negatif vb.) olanı ile vardır.

Alınacak kararların rasyonel olabilmesi adına mümkün olduğunca işin içerisine duygu karıştırılmamalı mümkün olduğunca da duygusal düşünceden uzaklaşılmalıdır.

Yatırımcıların tümü riski yüksekte tutarak karşılığında fazla kazanç elde etmek istemekte davranışlarını da buna uygun belirlemek zorundadırlar. Her zaman verilerden faydalanmalı ve bu veriler hareket alanını belirleme de ana etken olmalıdırlar.

Piyasalarda her zaman her şey normal bir seyir içerisinde olmayabilir. Bu anlamda diğerleriyle aynı olmayan normalden farklı ve aynı zamanda da spekülatif olabilecek değişkenlerin varlığı akıldan çıkarılmamalıdır.

İnsanın olduğu her yerde sosyal bilimlerin her yönünün de olduğu hiçbir zaman es geçilmemelidir.