Her durumun iyi ve kötü hali vardır. Bir durum daha iyiye gidebilecekken orta halli ilerliyorsa, orada aykırı unsurların devreye girmesi çok kolay olur çünkü saflar sıkı tutulmamış, araya bir şeylerin girmesine engel olacak bir sıkı duvar örülmemiştir. Sağlam tutulmayan bağlar gevşemeye dağılmaya daha müsaittir. Buna bir kaide diyecek olursak, bu kaideyi hayatın her alanında ve neredeyse her şey için kullanabiliriz.
Örnek vermek gerekirse, eşler arasındaki ilişkiden başlayabiliriz. Erkekler ev, iş, sosyal medya döngüsünde, kadınlar iş, ev çocuklar ve sosyal medya döngüsünde yürüyüp giderlerken, arada sağlamlaştırılması gereken ve asla es geçilmemesi gereken iki husus vardır. Bunlar dikkate alınmazsa, hiç kimse bu vasat giden ilişkinin geleceğinden ümit var olmamalı çünkü boşluklar başka şeylerle dolar ve bir süre sonra patlak verir, dünya bunun örnekleri ile dolu ne yazık ki.
İnsanı sevgi ayakta tutar. Bu neredeyse insandaki en güçlü duygu diyebiliriz. İnsan hayatını iki sevgi üzerine bina eder. 1. Önce anne baba sonra eş sevgisi. 2. Allah sevgisi. Ailede ebeveyn sevgisi ile çocukta sevgi uyanır ve çoğalır, anne babaya yansır ve daha sonra bunun ihtiyacını hissedip peşinden koşar. İşte tam da bu dönemde, çocuk anne babasının gözlerine gözlerini, sözlerine bütün dikkatini kilitler. Hayatın her alanındaki mesajlara sonuna kadar aç ve açık olan çocuk, verilen her mesajı yüreğine ve beynine kodlar. İşte Allah sevgisi burada devreye girmeli.
Eşler evlilik ilişkilerini vasat şekilde yürütürlerken, hesaba katılmayan büyük bir tehlike vardır. “İlerlemeyen geriler.” “Güçlenmeyen zayıflar.” “Daha iyi olmayan daha kötüye gider.” “Sistemi daha da iyileştirecek yaklaşımlar yoksa sürecin kendisi iyileştirici değildir” Bu sözler, tam da kastettiğim manayı içeriyorlar. Günlük işleyiş içinde eşlerin birbirlerine sadece sorumluluklarını görev olduğu için yaptıklarını hissettirmeden, severek, içten gelerek ve muhataplarına değer verdiği için, elinden çıkan her şeye olabildiğince özen göstererek muamele etmesi, muhatabını içten içe onarır, sevginin güçlenmesine, güven duymasına ve bu özenli tutumun benimsenmesine yardımcı olur. İlgi ve sevgi, mutlaka bilgi eşliğinde olmalı ki, anlamlı, yerinde ve dozunda olma şansı artsın. Eşler bir birilerine duydukları sevgiyi, bilinçli davranışlarla ve eşinde hayran olduğu yönlerine odaklanarak saygıyla birleştirmek zorundadır. Saygı, sevgiyi içinde bulunduran kristal kaptır. Saygı zarar görürse sevgi dağılır. Bu gerekçe ile, sevginin olmazsa olmazı saygı, mutlaka değer verilen bir hayatın içinde var olur ve bu ikisi mutluluğun en önemli bileşenlerindendir.
Allah (cc) sevgisi ise, bizi sürekli Allah’a (cc) karşı duyarlı bulundurur. Rollerimizi Allah’ın (cc) istediği şekilde yapabilmemiz için bizi uyanık tutar. Eksiklerimizi gidermemizin derdine düşürür. Allah’ın (cc) emaneti eşlerimize ve hayata karşı daha dikkatli ve hassas olmamıza vesile olur, bu da, ayaklarımızın helâl dairesinde kalabilmesi içinde fiili bir dua demektir. Yani iki sevgi kaynağı ile irtibatımızın sağlam olması, halimizin daha iyiye gitmesi için şarttır.