Adana’nın tuhaf bir belediye başkanı varmış. Son çıkışıyla ismini de fikrini de işitmiş oldum. Ne yalan söyleyeyim hiç de müşerref olmadım. Memleketin içinden geçtiği zorlu süreçte, teröre karşı birlik ve beraberlik için yapılan yürüyüşte almış mikrofonu eline, nereden icap ettiyse saymış sövmüş hazret. Üslubundan anladığımız kadarıyla oldukça ‘ayarsız’ bir konuşma yapmış, haddini aşmış kendileri. Yine nereden icap ettiyse, nasıl bir kuyruk acısı varsa meseleyi din görevlilerine getirmiş. Şehit cenazelerinde haddinden fazla din görevlisi varmış beyefendiye göre. Ve bu görevlilere seslenerek “milli mücadele döneminde gerçek din adamlarını bu millet görmüştür” demek suretiyle aba altından sopa göstermiş bu adam. Sözlerini etrafındaki birkaç şakşakçının alkış sesleri arasında sürdüren bu arkadaş, işi iyiden iyiye abartıp Şeyh Said’e, İskilipli Atıf Hoca’ya Seyit Rıza’ya dil uzatmış. “Kalleş ve kancık ruhlu” diyerek seviyeyi magmaya kadar indirmiş.

Öfkelenmeden, sükûn içinde, bu adama birkaç noktayı öğretelim.

Evvela, İslami bir kavram olan şehadetin ne olduğunu öğrenmelisin. Hangi durumlarda canını verenlerin şehit olduklarını idrak etmelisin. Bu kapsamda kemalist zulmün pençesinde inim inim inletilen ama toprağa baş koyana kadar izzetinden, vakarından zerre yitirmeyen İskilipli Atıf Hocanın da, Şeyh Said’in de mazlum Seyit Rıza’nın da şahsiyetlerini sorgulamak sen dâhil kimsenin haddi değildir. Ağzına alırken dikkatsiz ve özensiz bir dil benimsediğin bu insanlar hâza şehittirler. Allah şehadetlerini kabul buyursun.

Tarihle kavga edilmez, yalan yanlış bir tarih kurgusu üzerinden yorum yapılmaz. Tarihte yaşanmış ne varsa bu toprakların gerçeğidir ve ancak onların bıraktığı yerleşmiş bir fikir veya uygulama varsa onlar tartışılır, onlar üzerinden söylem geliştirilir. Mesela Mustafa Kemal’in şahsıyla değil onun başımıza bela ettiği, milliyetçilik, harf zulmü, hilafetin ilgası gibi meseleler gibi.

Son olarak, anladığım kadarıyla entelektüel altyapın oldukça zayıf. Bunu fark ederek ifade etmeliyim ki yıllarca sen ve senin gibi politikacılara yöneltilen “şehit cenazeleri üzerinden siyaset yapıyorlar” tezi tam da bu konuşmada karşılığını bulmuştur. Evet, yaptığın şey şehit cenazeleri üzerinden siyaset devşirmek ve çok ucuz, eskimiş bir şeydir bu.

Kendine yazık etme. Siyaset uğruna, ölü ya da diri, Müslümanlarla uğraşma, bu yanlıştır. Bak okumuş, Adana gibi büyük bir şehrin belediye başkanı olmuşsun bu yanlıştan derhal geri dön. Özür dile sarf ettiğin o sözlerden. Yoksa aynı cehalette ısrar edersen lüzumsuz tartışmaların içinde bulursun kendini.

Sen iyisi mi çöpleri toplat, kanalizasyonlarını yenile halkına hizmet et. Boş ver bu tartışmaları girme. Bırak bilenler, ideolojik dille değil, ilim üzere olanlar konuşsun. Kasma kendini.

Bu dediklerimi not al. Özel kalemlerin arşivleyip getirsinler önüne. Öyle bir-iki defa değil, iyice kavrayana kadar oku tamam mı.

Hadi bakalım hayırlı başarılar.