Dünyanın en planlı cinayetlerinden biri olarak tarihe geçecek Cemal Kaşıkçı olayı hala tam olarak aydınlığa kavuşturulabilmiş değil. Dünya, Suudi Arabistan gibi para babası bir ülkeye karşı sesini tam olarak çıkaramamakta… Türkiye dışında olayın üstüne giden herhangi bir ülke de yok zaten. Ölen Müslüman bir gazeteci, yapılan işlemler dostlar işte görsün mukabilinde; kınadık, kınıyoruz, satmayacağız tarzında…

Basın bu cinayet konusunda birçok ülkeden daha cesur; Amerikan Washington Post gazetesi, ABD Merkezi Haber alma Teşkilatı’nın (CIA), Kaşıkçı cinayetinin emrini Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman’ın verdiği sonucuna ulaştığını yazmıştı.

Birleşmiş Milletler (BM) Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard, Kaşıkçı cinayetine yönelik uluslararası soruşturma kapsamında 28 Ocak-3 Şubat’ta Türkiye’ye gerçekleştirdiği ziyarete ilişkin yaptığı açıklamada, “Türkiye’deki görevim sırasında toplanan deliller, Kaşıkçı’nın, Suudi Arabistan devleti yetkilileri tarafından acımasızca ve önceden tasarlanmış cinayete kurban gittiğini gösteriyor.” ifadesini kullanmıştı.

Ne oldu peki, 28 Avrupa Birliği devleti ve Avustralya, Kanada, Yeni Zelanda, Karadağ, Norveç, İzlanda, Monako ve Liechtenstein, gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetini “en sert” şekilde kınadı, sorumlulardan hesap sorulması çağrısı yaptı. Sadece çağrı yaptılar ve kimse bu ülkeye bir yaptırım çağrısında dahi bulunmadı.

Paranın yüzü sıcaktı. MbS bir yandan Rusya’dan silah sistemleri alma sözü verdi, ABD’den alelacele yüklü bir miktarda silah alımı yaptı. Veliaht Prens akıl hocalarının da telkiniyle kesesinin ağzını sonuna kadar açtı. Trump sessizliğini koruyor, AB ülkeleri Veliaht Prens’e destek vermeye çekiniyor. Geriye BAE, darbeci Sisi ve paragöz Trump kalıyor. Bunlar da MbS’ye her şeyin para ile hallolacağını telkin ediyorlar. Herkese para vaadinde bulun, gerisi kolay… MbS Hindistan ziyaretinde yüz milyar dolar yatırım sözünü edince Hindistan sessiz kedi rolüne büründü. Hatta Pakistan’a da susması için birkaç salvo yaptı. İslam dünyası bölgeye kilitlenince Cemal Kaşıkçı cinayeti bir süre gündemden düştü.

Önümüzdeki günlerde bu cinayet tekrardan yüksek perdeden gündeme gelecektir. Dünya Türkiye’nin bu konudaki haklılığını bir kere daha görecek, konuyla ilgili yeni açıklamalar gelecektir.

Değinilmesi gerekeni bir noktada Kral Selman’ın oğlu MbS’nin bazı icraatlarından memnun olmadığı, kendisinin koruma ekibine dâhil edilen 30 kişinin çıkarılması ile bu memnuniyetsizliğini ilk defa açıkça ortaya koyduğu ve MbS’nin kendi yokluğunda Wasington’a “Vekil Kral” imzasıyla büyükelçi ataması oldu ki vekil kral terimi uzun zamandır kullanılmadığı için Kral Selman bu konuda rahatsızlığını korumaları ekibinden çıkarılması şeklinde gösterdi.

Suudi Arabistan ne yaparsa yapsın, Cemal Kaşıkçı cinayeti hep önüne gelecektir. Tüm dünya ülkeleri Suudi Arabistan ile ilişkilerinde bu konu ekseninde masaya oturacaklardır. Suud Sarayı üzerinde bir darbe korkusu yaşanacaktır. ABD, BAE ve Mısır’ın tavrı Suudi devletinin elini rahatlatmaktan ziyade maddi olarak zor duruma sokacaktır. Bu ekip Prens’in azledilme ihtimalinde Kral Selman’a darbe için adım atacaklardır. Suud bir saray darbesini kaldırabilir mi, hele de bunca kırgın iç dinamiği varken. MbS olayı bu ortaklarla yönetebilecek mi, bunu zaman gösterecek ama ABD, İran’la olası bir çatışma durumunda bu durumu kullanarak Suud ordusunu alana sürecektir.

Bakalım zaman ne gösterecek…