Türkiye olarak geleceğimizi ilgilendiren ‘haklı davamızda’ tüm dünyaya korkusuzca meydan okuyoruz. Bir taraftan midesiz ve ilkesiz tüm tabuları yıkıyor, diğer taraftan da hem masada, hem de sahada kazanmaya devam ediyoruz. Tüm dünya milletleri bu büyük alt-üst oluşlara şahit olurken, bizlerde Türk Milleti olarak ‘zihinlerimize yerleştirilen prangaları’ bir bir kırıp parçalıyoruz.

Evet, kıymetli dostlar Ankara’da olduğu gibi, Soçi’deki bilek güreşinin kazananı hamdolsun yine biz olduk. Başkan Erdoğan’ı kapıda karşılayarak ‘’Siz geldiniz hava ne kadar güzel oldu’’ diyen Rus lider Putin, Erdoğan ile 10 Maddelik ‘’Güvenli Bölge Mutabakatı’’ imzaladı. Anlaşılan o ki, ‘’ülkemizin havasını değiştiren Başkan Erdoğan, Dünyanın havasını da’’ değiştirmeye devam ediyor. Rusya ile varılan mutabakatla; Tel Rıfat ve Münbiç’teki tüm PKK/YPG’li teröristler, 150 saat içerisinde silahlarıyla beraber bu bölgenin dışına çıkacaklar.

Kıymetli dostlar bilesiniz ki bu mutabakat tarihi bir eşik, siyasi ve diplomatik bir başarıdır. Dünyadaki iki süper güce, ağır abilere karşı petrol denizinin üzerinde korkusuzca ateşle raks etmektir. Bu iki süper gücün arkasındaki ‘’İsrail lobisine ve İngiliz Yahudilerine’’ diz çöktürmektir.  Bu Emperyalist ve Siyonist çukurlara pabuç bırakmayan başta Başkomutanımız Erdoğan olmak üzere bu başarıda emeği geçen herkesten Allah razı olsun.

Türkiye’nin, terörün patronu katil ABD’ye, yani PKK/YPG li teröristlere Güvenli Bölge’yi terk etmeleri için verdiği 120 saatlik süre salı günü saat 22.00 itibariyle sona erdi. Bölgede verilen sözler büyük bir oranda tutulmuşa benziyor. Lakin ‘’Suriye’den çekiliyoruz, askerlerimiz artık evlerine dönecekler’’ diyen fırıldak Trump’a güvenmek en hafif tabirle bizler için akıl tutulması gibi bir şey olur. Anlaşma imzalamak mı? O da sanırım olsa olsa buz üstüne yazı yazmak gibi bir şey olur…

Ruhların sömürgeleştiği, lafların soğuduğu bu coğrafyadan bu saatten sonra ölmek var dönmek yok! Fırat Kalkanı ve Afrin harekâtları ile başlattığımız ayrık otlarını temizleme işini, Barış Pınarı Harekâtı ile taçlandıracağız inşallah. Yamulttuğumuz mahallenin dayısı katil ABD ile onlarla birlikte iş tutan YPG/PKK’lı teröristlerin, kaçtıkları yerleri kuyumcu hassasiyeti ile tarayacak canlı cansız kalan ne varsa alayını süpürüp çöpe atacağız. Cazgırlık yaparak varlığımızı tehdit eden bu soysuzlara karşı zinhar geri adım atmayacak başladığımız işi en güzel şekilde tamamlayacağız.

Ez cümle demem o ki dostlar, artık maskeler bir bir düşüyor dost düşman belli oluyor. Kahpeliğin ve fırıldaklığın nirvanasına ulaşmış ABD’nin ‘’Böl-Yönetçi’’politikaları ve PKK devleti görünümlü ‘’ikinci bir İsrail devleti kurma planları’’ çöp oluyor. Kaybedenler kulübünün ‘AB, BM, NATO ve Arap Ligindeki’ dilinin ayarı kaçmış endişeli dostlarımızın(!) ve kravatlı teröristlerin yaldızlı üzüntüleri de artık son buluyor. Yıllardan beridir üzerimize çöreklenenlerin, terör örgütleri eliyle ülkemizi kuşatmak isteyenlerin, kuzu postuna bürünmüş alçakların tezgâhları bir bir afişe oluyor.

Elhamdülillah…

Selametle…