Türkiye’de gıda perakendesi hızlı bir değişim yaşadı. 1995’li yıllarda başlayan bu hızlı değişimle bakkallar yavaş yavaş kepenk kapatmaya başladı, bu açığı süper marketler doldurdu. Hemen sonrasında ise hipermarketler devreye girdi ve hemen her şeyin satıldığı “hipermarket” devriyle tanışmış olduk.
Hipermarketler köşe bucak tüm ülkeye yayılırken, organize perakende dönemine terfi ettik ve büyük sermaye grupları bu sektöre hâkim oldu.
Bakkal amcaya veda ederken, beraberinde semt esnafı ruhunu da yitirmiş olduk!
Neyse!
Bu ayrı bir yazı konusu.
Biz konumuza dönelim.
Bugün ülke gündeminden hiç düşmeyen “zamlar” konusunda en çok tartışılan “organize perakende” markalarının tüketiciye karşı tavır ve davranışlarına bir göz atalım.
Büyük marketlerin tüketiciye yönelik tutumları konusunda genel bir değerlendirme yapmak zordur, çünkü her marketin işletme politikaları ve uygulamaları farklılık gösterebilir.
Ancak, bazı genel noktaları iki başlık altında incelemek mümkün.
Tüketici dostu yönleri
Geniş ürün yelpazesi: Büyük marketler genellikle geniş bir ürün yelpazesine sahiptir. Tüketiciler, tek bir yerde farklı kategorilerdeki ürünleri bulabilir ve ihtiyaçlarını karşılayabilir.
Rekabetçi fiyatlar: Büyük marketler, ekonomik ölçekten ve toptan alımlardan faydalanarak genellikle rekabetçi fiyatlar sunarlar. Bu, tüketicilerin daha uygun fiyatlı ürünlere erişebilmesini sağlar.
Kampanyalar ve indirimler: Büyük marketler, düzenli olarak indirimler, kampanyalar ve promosyonlar sunarak tüketicilere avantajlar sağlar.
Bu, müşterilerin bütçelerine katkıda bulunabilir.
Hizmet ve kolaylık: Büyük marketler, genellikle geniş çalışma saatleri, kolay ödeme seçenekleri ve müşteri hizmetleri gibi unsurlarla tüketicilere kolaylık sağlarlar.
Tüketici düşmanı yönleri
Monopol gücü: Bazı büyük marketler, yerel işletmelerin rekabet etmesini zorlaştırabilir ve pazarın çeşitliliğini azaltabilir. Bu, tüketicilerin seçeneklerinin sınırlanmasına neden olabilir.
Kalite ve işçilik standartları: Büyük marketlerde ürün çeşitliliği olsa da, bazıları düşük fiyatlı ürünleri tercih ederek kalite ve işçilik standartlarını düşürebilir. Bu da tüketicilerin sağlığı ve güvenliği açısından endişe yaratabilir.
Sürdürülebilirlik ve yerel ekonomi: Büyük marketler, bazen yerel üreticilerin rekabet edemeyeceği düşük fiyatlar ve büyük ölçekli tedarikçilerle çalışarak yerel ekonomiyi olumsuz etkileyebilir.
Ayrıca, bazı büyük marketlerin sürdürülebilirlik uygulamaları konusunda da eleştiriler bulunabilir.
Sonuç olarak, büyük marketlerin tüketiciye yönelik tutumları karmaşık bir konudur ve her bir marketin politikaları ve uygulamaları farklılık gösterebilir.
Tüketiciler, kendi ihtiyaçlarına ve değerlerine en uygun marketi seçerken bu faktörleri dikkate almalıdır.