Gerek ülkemizde ve gerekse Müslümanların yaşadığı coğrafyalar da yaşanan olaylardan dolayı yüreğim hem paramparça, hem de cayır cayır yanıyor.

Ve yurdumun bir yerlerinde pek çok ehli namus ve ehli vicdan sahibi yaşadıklarımız karşısında bir şeyler yapamamanın verdiği çaresizliğin yanında gittikçe içinden çıkılmaz bir hal alan yangını söndürebilmenin yollarını arıyor.

Tüm bunların yanı sıra bu içler acısı durum karşısında saçını tararken ellerindeki körükleri mahir bir şekilde kullanmanın telaşında olanlar da var.

Bunlara ellerindeki benzin bidonunu zaman zaman bilinçlice, çaktırmadan ve de ustalıkla kullananları da ilave etmek lazım. Memleketimizdeki ve kardeş coğrafyalardaki yangını barbekü niyetine kullananlara bir kez daha hatırlatmak isterim: “bu yangın sizi de yakacak!”

Aslına bakarsanız yangın tek bir yerde ve aynı türde değil. Farklı farklı yerlerde, farklı türdeki yangınlara her geçen gün bir yenisi ekleniyor.

İşin en acı yanlarından biri de tüm bu olan bitenleri kalp ve vicdan yokmuşçasına neredeyse istihzaya alanlar dahi var.

Yalvarmak gerekiyorsa yalvarıyorum terör yangınını, fitne ateşini ve her tür yangını söndürmek için elinizden ne geliyorsa yapın.

Bu ateş bana ulaşmaz, bana bir şey olmaz diye düşünmeyiniz. Bazı şeyler için en ufak bir kıvılcım dahi yeter. Bir köşeye çekilip sessizce film seyreder gibi olan biteni izleyen birileri kafalarını kuma gömerek bu işten sıyrılacaklarını asla zannetmesinler.

Tüm olan bitenlerin yanı sıra bizim mahalledeki didişmeleri, çekişmeleri ve fitne ateşini de görmezden gelemez, yok farz edemeyiz.

Aslında bizler Kur’an-ı hakkıyla okuyup anlayanlardan olsaydık bazı ayetleri ilk kez görüyor gibi olmaz, afallayıp kalmaz ve de gündelik hayatımızda pek çok şeye karşı daha hazırlıklı olurduk. Böylece meselelerin çözümünde o denli zorlanmadık.

Başınıza her ne musibet gelirse, kendi yaptıklarınız yüzündendir. O, yine de çoğunu affeder.” (Şura Suresi: 30)

Söz de yazı da ok gibidir, bir kere mecrasından çıktı mı ne kadar isterseniz isteyin geri döndüremezsiniz.

Bunun için söylenilecek her şeyi çok iyi düşünerek söylemelisiniz. Eskilerin de dediği gibi söz ağızdan bir kere çıkar. Hangi konuda olursa olsun aklımıza geleni, sırf görünüşte bir şeyler kazanmak için söylemek bize bir şey kazandırmaz.

İsmet Özel’in de ifade ettiği gibi “Allah insanı iddiasından vurur” muş.  Bu yüzden çok iddialı ve gereksiz şeyler söylemeden önce bir kez daha düşünmekte de fayda var.

Her ne ateşi olursa olsun söndürmenin gayretinde olmak ve bu uğurda elimizden gelenin en azamisini göstermek zorundayız. Aksi takdirde biz de yanıp kül olacağız.

Gönlünüzden güzellikler eksik olmasın, dostça ve sevgi ile kalın.