Bayramlar ve kutlamaları hiçbir şartta terk edilemez, tehir edilemez. Bayram denilince akla güzellikler ve hoş şeyler gelmesi gerekirken epey zamandır şevk ve heyecan yerini olumsuz şey ve duygulara bıraktı. Tüm olan biten her şeyden sonra bir bayram ertesi yazısı yazmaya karar verdim. Yine çok canımız sıkıldı, canımız çok yandı ama bayram ile ilgili olarak bunları yazmalıyım.
Başta dünyanın en kullanışlı terör örgütleri PKK ve IŞİD yüzünden bizi çok bunaltacak, hatta çok fazla öfkelendirecek şeyler yaşadık yine hem Ramazan’da hem de bayram boyunca.
Daha 9 günlük bayram tatili bitmeden trafik teröründen mütevellit de 100’den fazla canımız gitti, 600’ü aşkın da yaralı.
Küresel emperyalizmin katkıları ile peydah olan IŞİD belası Ramazan dinlemedi, bayram dinlemedi. Türkiye’de, Suriye’de, Irak’ta, Bangladeş’te kan dökmeye devam etti. En acısı
Müslümanlar açısından en kutsal üç mekândan biri olan Medine-i Münevvere’de, Mescid-i Nebevi’de kan döktü.
Herkes gibi bu anlamsız ve akıl almaz duruma söyleyecek çok fazla şey bulamıyorum. Rabbimden (cc) niyazım kendilerini saf İslâm’ı yaşıyor iddiasında görüp İslâm’a ve
Müslümanlara en büyük kötülüğü yapan bu akıl tutulması yaşayan kimselere akıl, izan, feraset, basiret dahil her şeyi nasip etsin.
Güzel bayramımızı buruklaştıran bir diğer husus da İslam âleminin bayram gününde ittifak edemeyişi oldu. Bu yıl bir anlaşmaya varıldı derken dünya Müslümanlar’ı bayramı aynı gün kutlamayı başaramadı. İnşallah bundan sonraki bayramlarda buna bir çözüm bulunur da tüm dünya Müslümanlar’ı olarak bayramlar gerçek manada birlik beraberlik ve kardeşliğin zirve yaptığı günler olarak kutlanabilir.
Her türlü olumsuzluğa rağmen gerçek manadaki bayramlara erişinceye dek kan kussak da “Kızılcık şerbeti içtik” diyerek buruk bir şekilde dahi olsa bayramları kutlamaya devam edecek değerinin yitip gitmesine fırsat vermeyeceğiz.
Zorlansak da bayramlarımızı en güzel, en ideal şekilde kutlamanın gayretinde olacağız ki, yavrularımız bizden görerek bizden daha iyisini yapabilsinler.
Bayramlarımızı en güzel şekilde kutlayacağız ki, düşmanlarımız sevinmesin, dostlarımız mahzun olmasın.
Allah nasip ederse bir sonraki bayramı daha güzel ve hakkıyla kutlayacağız ki, kardeşlerimizle küslük ve ihtilaflarımız hepten ortadan kalksın; düşmanlarımız üzülsün, dostlarımız mesrur olsun.
Bayramlarımızı bize zehir etmeye çalışanlara inat pes etmeyecek, yılmayacak ve bayramlarımızı bayram gibi kutlamaya devam edeceğiz. Ayrıca bayramları yalnızca bir tatil fırsatı, bir angarya görme yanlışına da düşmeyeceğiz.
Her bayram yavrularımız yine olabildiğince en güzel kıyafetlerini giyerek yüzlerindeki tebessümü tüm dünyaya hâkim kılarak koşacaklar bayramlaşmak, ellerini öpmek için büyüklerin.
Bayramların gerçek manada kadr-ü kıymetini bilecek; ümmet olarak kenetlenecek, akraba-ü taallukatımızla, koşularımızla ve tüm Müslümanlar’la ünsiyetimizi artıracağız. Bayram namazlarında yine saf tutacağız 7’sinden 70’ine. Teslim olmayacağız, sinmeyeceğiz:
Boşuna uğraşmayın, bayramları kutlamaya devam edeceğiz!