Ezan başlayınca mı ıslık ve alkışlarla protesto ettiler? Yoksa kendi çıkardıkları gürültüden ezanın başladığını mı duymadılar? Bu çok önemli değil. Çünkü, “hamile kalırım, doğurmam; kadın kadına evlenirim sana ne; kin besledik, kan kusturacağız” diye slogan atan bir güruhtan ezana hürmet için hiç olmazsa iki dakikalığına susmasını beklemek zaten fazla iyimserlik olmaz mı?
Bu ülkede bir gecede 5 bin öğretmen sırf başörtülü olduğu için görevinden atıldı. On binlerce genç, bin bir zahmetle kazandığı okullarından kovuldu. Onlar kadın değil miydi? Onların hakkını savunmak için hiç ağzınızı açtınız mı, demiyorum. Çünkü bu beklenti o kadar anlamsız ki.
Anlamıyorlar. Bu ülkenin değerlerinden haberleri yok, milletimizin hassasiyetlerinin farkında dahi değiller. Ezan, bayrak ya da Kur’an’ın bizim için mukaddes, dokunulmaz değerler olduğunu bu kişilere anlatmamız boşuna.
Bir televizyon programında AKUT eski Başkanı Nasuh Mahruki ile “çocuk istismarı” üzerinde konuşmuştuk. Peygamberimizin 9 yaşındaki çocukla evlendiğini iddia ederek, istismarın İslam’dan kaynaklandığını söylemişti. Efendimiz’den (sas) bahsederken sözlerine dikkat etmesi gerektiğini, hakaret edemeyeceğini söylediğimde ise “hakaret etmediğini” söylemişti. Ben, “eşcinsel evlilikleri destekleyenlerin ahlaktan bahsedemeyeceklerini” söyleyince ise; “Ne yani sen LGBT’ye karşı mısın” diyerek hayretini gizleyememişti. Bu tartışmadaki sözleri yüzünden Akşener’le anlaşmasına rağmen Beşiktaş Belediye Başkanı adaylığı iptal edilmiş.
Çocukların Kur’an eğitimi almasına açıkça karşı çıkan Mahruki’nin, kadın kadına, erkek erkeğe evlilik yapılmasını normal; bu iğrençliği, toplumların helak olma sebebi bu ahlaksızlığı “sapkınlık” olarak görmemizi ise hayretle karşılamasına “hayret ediyoruz” değil mi?
Anlamıyorlar. Çünkü apayrı dünyalarda yaşıyoruz.
Biz, Hz. Muhammed’in (sas) sadece dünyaya değil, âlemlere rahmet olarak gönderildiğine inanıyor, bırakın canımızı yoluna feda etmeyi; adı anıldığında salat ve selam getirmez isek onun mübarek ayaklarının tozuna yüzümüzü sürmekten mahrum kalacağımıza inanıyoruz. Onların bunu anlaması mümkün mü?
Biz, istiklalimizin sembolü, namusumuzun nişanesi bayrağımızın yerde süründüğünü görmektense, bedenlerimizin lime lime doğrandığını görmek isteriz. Onların bunu anlaması mümkün mü?
Biz, ezanımız yeryüzü semasında susacağına, gök yarılsın, kıyamet kopsun; bir daha kulaklarımız hiçbir sesi işitmesin isteriz. Onların bunu anlaması mümkün mü?
“Sizinle aynı gemide değiliz” diyorlar. Bir sorun bakalım: Darbecilerin tanklarına tezahürat yapanlarla; Taksim’in duvarlarına “Zulüm 1453’te başladı” diyerek Osman Gazi’nin türbesini tekmeleyen Yunan Komutan Sofokles Venizelos‘un ahfadı olduğunu kanıtlayanlarla aynı gemide olmak isteyen var mı?
Biz Türkiye’yiz. Ya siz?
Ne olursanız olun. İster ateist olun, ister dinsiz olun, isterseniz taşa toprağa tapın. Cinsel kimliğiniz, inançlarınız bizi hiç alakadar etmiyor. Biz sadece memleketimizde huzur istiyoruz. Eğer siz de istiyorsanız, bu ülkeyi var eden ve bin yıldır ayakta tutan değerlere saygı duyun, yeter.