Terör örgütlerinin kemik eylem yönetimleri olurdu; çünkü kapalı devre militan eğitim fırsatları vardı. DAEŞ’ten sonra kendini güncelleyen devrim endüstrisi, personel eğitiminde geleneksel örgüte has eğitim yerine, küresel standartlara yönelmeye başladı. Katliamı gerçekleştiren personelin kılık kıyafeti, silah seçimi, yöntemleri ve hedefleri artık örgütlere has değil.
DAEŞ için ayrı, PKK için ayrı, DHKP/C için ayrı emekler ve sermayeler ayırmanın pahalı olduğunu anlayan sistem, hepsini aynı müfredatla eğitmeye başladı. Özellikle DAEŞ planında elde edilen başarıdan sonra eylemler artık neredeyse tıpatıp birbirine benzemeye başladı. Güvenlik güçleri bu durumun açıkça farkında oldukları için saldırganlar niyetlendikleri katliamı gerçekleştiremeden kafalarından vurularak itlaf edildiler hamdolsun.
Güvenlik güçleri teröristleri kafasından itlaf etme işini hakkıyla yaparken bizim de teröristlerin bomba koydukları yerleri kapatmamız lazım. Teröristler bombayı bizim aramızdaki boşluklara koyuyorlar. Biz, birbirimizden uzaklaştıkça aramızda katillere bomba koymak için alan açmış oluyoruz aslında. Bir haftadır kasıtlı olarak yürütülen “yaşam tarzı” tartışmaları dün İzmir’de teşebbüs edilen katliama zemin hazırlamak içinmiş dersek haksız olur muyuz?..
Arayı açmayalım teröristlere alan vermeyelim…