Dua her şeyin başıdır. Dua zihnin ve gönlün, el açılacak sadece tek bir kapı olduğunu, her şeye cevap verecek tek makam olduğunu ve istenecekse ondan istenmesi gerektiğini bize hatırlatır. Dua, ne istediğimizden ziyade, istemenin nasip olması ve el açıp Rabbimizin (c.c) adını zikretmemiz, O’na yönelmemiz açısından anlamlıdır. Allah (c.c) istemeyi, Kendisine yönelmeyi nasip etmiştir.

Dua, kendisine olduğu kadar başkaları için de yapıldığında çok önemlidir.

Birisine onun iyiliği için dua ettiğimizde; gönlümüzü arındırdığımızın işareti olarak, dua ettiğimiz kadar çok insanı sevdiğimizi ifade eder. Birilerinin iyiliğini istemek, onun için sadaka verebilmek ve içtenlikle Yaradan’ımıza el açmak, başlı başına bir nimet, lütuftur ve bu bir terakki işaretidir.

Dua dua insan oluruz

İnce bir duygu, zarif bir yaklaşım, insanların iyiliğini ve hayrını gözetmek; işte kendimize gösterdiğimiz özeni başkaları için de gösterdiğimizde açığa çıkar. “Ya Rabbim (c.c), bana verdiğinden daha hayırlısı ona da ver, onun iyiliğini ve hayrını artır, Seni razı etme konusunda nasibini artır. Hayırdan payını artır” diye yapılan yürek dolusu dualar, meleklerin “Daha hayırlısı da sana olsun” duasıyla ve Rabbimizi (c.c) razı edecek bir bütünlük içerdiği için, kişi için çok büyük bir hayrı ifade eder ve bu anlayışa sahip olabilmek bir lütuftur.

Bazen de kimsenin elinden bir şey gelmez, sadece yürekler Rabbi (c.c) ile konuşur, dua dua ihtiyaçlar Rabbimize (c.c) arz edilir. Sessizce, yüreğimiz Rabbimize (c.c) bağlanmış olarak yapılan dualar, “Sen her şeye karar verensin, hakkımızda hayır taktir et, bizi Sana ömür boyu bağlı olanlardan eyle” demek ister. Dua, tam bir umut, inanç ve teslimiyet işidir. “Sen bilirsin, Sen en kudretlisin ve ben Sana sığındım” demektir.

Dua en makbul ibadettir.

De ki: (Ey insanlar!) “Kulluğunuz ve duanız olmasa Allah size ne diye değer versin! (Ey inkârcılar!) Siz O’nun dinini yalan saydığınız için bunun günahı artık yakanızı bırakmayacak!” (Furkan 77)

Nu’manİbnuBeşîr (radıyallâhuanh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): “Dua ibadetin kendisidir” buyurdular ve sonra şu âyeti okudular. (Meâlen): “Rabbiniz: ”Bana dua edin ki size icâbet edeyim. Bana ibadet etmeyi kibirlerine yediremeyenler alçalmış olarak cehenneme gireceklerdir” buyurdu.” (Gâfır 60). Tirmizî, Tefsir, Gâfir, (2973); EbûDâvud, Salât 358, (1479).

İbnu Ömer (radıyallâhuanhümâ) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Kime dua kapısı açılmış ise ona rahmet kapıları açılmış demektir. Allah’a taleb edilen (dünyevî şeylerden) Allah’ın en çok sevdiği afiyettir. Dua, inen ve henüz inmeyen her çeşit (musibet) için faydalıdır. Kazayı sadece dua geri çevirir. Öyle ise sizlere dua etmek gerekir. ” Tirmizî, Daavât 112, (3542).

Hayatı doğru yaşamak için ilk önce kavli sonra da fiili dua inşallah. Ya İlâhi, bütün ümmeti Muhammedin (s.a.v) zihnini, gönlünü Sana bağla ve yolunu yolumuz eyle.

AMİN