Hayrettin Karaman Hoca, tam da mübarek Ramazan girişinde çok tartışılması gereken bir yazı kaleme aldı.

Hoca ‘Ayasofya, Gazze, Suriye’ başlıklı yazısında “Ayasofya açılsın” diye imza toplanmasını, binlerce müminin Ayasofya önünde namaz kılmasını sükûnetli bir dil ile eleştiriyordu.

Diyordu ki: “Bunlar göze ve kulağa hoş geliyor da akla, basirete, hikmete uygun düşüyor mu?

Eğer Türkiye’de, yukarıda sıraladığım teşebbüslerin zamanı gelmiş ise benim bilemediğim, farkında olamadığım, gaflete düştüğüm pek çok değişim olmuş demektir!

“Ülkemizde ve İslam dünyasında kendi dinimizi yaşamak ve medeniyetimizi ihya etmek için hangi sıra ile neler yapılmalıdır” konusunu en geniş ve ehliyetli heyetler içinde konuşmak, tartışmak ve ehl-i imanı bağlayacak kararlar almak bence en önemli ve öncelikli konudur.

Türkiye din, kültür ve medeniyet değiştirmeye karar verdiği ve bunun için Batı destekli tedbirler aldığı, düzenlemeler yaptığı ve icraya koyduğu günden bu yana neler değişti de “Artık zamanı geldi, Türkiye’yi tabandan önce tavan bakımından İslâmîleştirelim” diyoruz?

Meclis başkanımız iyi niyetle Anayasa’dan “laiklik” kelimesinin kaldırılmasını, bunun yerine onun tarifinin ve anlamının konmasını kendi düşüncesi olarak söyledi diye kıyameti kopardılar, peki zamanı geldi idiyse neden yetkililer arka arkaya açıklamalar yaparak “Aman endişe etmeyin, bu bir şahsi görüş, bizim laikliği kaldırmak gibi bir niyetimiz yok…” diye açıklamalar yaptılar!”

Çok mu uzattım?

Hayrettin Karaman, “Türkiye’de bunca cami var, koca camilerdeki cemaat durumuna hiç baktınız mı? Bu her bakımdan yetersiz olan cemaatler içinde gençlerin oranına hiç dikkat ettiniz mi?” diye soruyor ve Ayasofya’nın ibadete açılmasının henüz erken olduğu kanaatini ortaya koyuyor.

Hayrettin Hoca’nın düşüncelerini beğenip beğenmemek ayrı mesele…

Fakat 13 yıllık AK Parti iktidarı, çok şeyi değiştirmiş, Batı’ya defaatle meydan okumuş, kafa tutmuş ve pek çok şeyi batıya rağmen yapmış olmasına rağmen neden Ayasofya’nın ibadete açılması için hiçbir adım atmadı.

Bunu düşünelim.

Üstelik parti tabanında bir anket yapılsa kanaatim odur ki; yüzde 75 civarında evet ile Ayasofya ibadete açılmış olur.

Hatırlarsanız, Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasında Erdoğan’ın seçim vaatlerinden birisinin ‘Ayasofya’yı ibadete açmak’ olacağı konuşulmuş, yazılmış, çizilmiş ve fakat olmamıştı.

‘One munite’ ile yükselen ümitler, Kutul Amare Zaferi’nin İngilizler’in unutturmasına rağmen dünyanın gözüne sokar gibi ve dünyanın en büyük sahnesiyle İstanbul’un fethinin 563. yıl dönümü ‘Yeniden Diriliş, Yeniden Yükseliş’ sloganıyla kutlanmasıyla coştu, taştı, kabına sığmaz oldu ve lakin Ayasofya’nın ibadete açılmasına dair herhangi bir emare henüz ufukta belirmedi.

Ayasofya’nın ibadete açılmasını talep eden, hemen hemen bütün muhafazakâr dünya görüşünden, hatırı sayılır oy nispetine sahip büyük bir taban var.

Bu taban Hayrettin Hoca gibi düşünmüyor. Onlara göre Fatih’in vasiyetini yerine getirilmesinin zamanı gelmiştir ve geçmektedir…