Yüze yakın her yaştan insanın ölümüne ve yüzlerce insanın yaralanmasına sebep olan vahşice işlenen bir katliamın ardından kolayca konuşmak insanın yapabileceği bir iş değildir.

Hele katliamın hemen ardından ağzının kenarıyla şeytanca gülerek bu katliamı kendisine karşı yapılan devleti suçlamak iblislere mahsus bir karakteri gerektirir.

Suruç katliamında da Türk solu konu mankeni olarak kullanılmıştı.

Ankara katliamında da yine Türk solu sendikalar ve stk.’lar vasıtasıyla konu mankeni olarak kullanılmıştır.

Öte yandan Türkiye’ye karşı bu terörle işlenen cinayet karşısında Başbakanın tüm muhalefet liderlerine yaptığı çağrıya karşı bir kısım liderlerin verdiği cevap içler acısı ve ibretliktir.

Başbakanın çağrısına cevap veren, chp lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun olumlu bu davranışına açıklaması gölge düşürmüştür.

Kılıçdaroğlunun yaptığı açıklamadaki ‘Türkiye ortadoğudan elini eteğini çekmelidir’ cümlesi aslında katliamı yaptıran üst akılın adresini vermektedir.

Şuanda Ortadoğudaki terör ve kaotik ortamın aktörleri konumundaki, Esat’ın nuseyri güçleri ile bir koalisyon oluşturan Rusya ve İran bulunmaktadır ve asla hiç bir şekilde Türkiye’nin bölgeyle ilgilenmesini istememektedirler.

Kuzey Irak kürt yönetimini baypas etmeye çalışan İran, Esat’ın Nuseyri güçlerine karşı direnen Özgür suriye ordusunu yıkıma uğratmak için DEAŞ bahanesiyle Suriyeye yerleşmeye çalışan Rusya, yeni bir vokal stratejik denklemin küresel güç-ler vasıtasıyla uygulamaya sokulduğu anlaşılmaktadır.

Bu yeni denklemde, Ortadoğuda devlet ve örgütlerin terörlerine karşı halkların yanında yer alan ve insani yardım cephesi olan Türkiyen’nin bölge halkların gönlünde yükselen değeri itibarsızlaştırarak, bölgede toplumsal tabana sahip güçlü bir bölgesel aktör olmasının önü tıkanmaya çalışılmaktadır.

Bölgede küresel güçlerin zemine hakim olmak için kurup yönettikleri, çok farklı ideolojilere sahip örgütler, (Deaş&Pkk&Pyd…) Suruç, Diyarbakır ve Ankara katliamları gibi Türkiye’nin siyasetine yön verme amacına matuf kullanılmaktadırlar. Katliamlarla  kaos oluşturmak, provakasyonların ve manipülasyonların kolayca yapılabilmesi için Türk solu da  bir dolgu malzeme olarak kullanılmaktadır.

İçeride, PKK&HDP Terör AŞ. bağlı oldukları üst aklın, bölgedeki değişen denkleme uygun bir şekilde ‘Barış süreci’ni ortadan kaldırılmasına yönelik terör eylemlerinin ardından ikinci bir ‘Kobani’ yaratma planına geçmişti.

Bu plana karşı halk tabanı bulamaması ve devletin güvenlik duvarına çarpması seçim sonuçlarını hesap ederek, ‘tek taraflı silahlı mücadeleyi bırakma’ kararına zorunlu olarak itmiştir.

Görünen o ki, muhtemel seçim sonuçları, Türkiye düşmanları ve onun yerli işbirlikçilerini derinden etkilemektedir.

Seçim sonuçlarını kendi stratejilerine uygun bir siyasi iktidarın oluşumu için her türlü terör ve provakasyonları uygulamaktan geri durmayacaklardır.

Özellikle uygulayacakları toplumsal provakasyonların konu mankeni olarak gördükleri Türk solunun bu oyuna gelmemesi ve kendilerini kullandırmamaları gerekir. Allah bu aziz Milletimize zeval vermesin…