Ayşe Beyza Çiçek – Çetrefil Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmeni Eşref Adem Yahya Koltaş ile mülâkat
Kimsin, in misin cin misin? Nesin, necisin? Nereden gelir nereye gidersin?
Adım Eşref Adem Yahya. 2006 Şubat doğumluyum. Ruhu Allah’a bağlı bir çocuğum. Büyüyünce yazar olmak istiyorum, onun hayaliyle dergi çıkartıyorum. Bu yüzden size röportaj veriyorum.
Bildiğim kadarıyla “Çetrefil” isimli edebiyat derginin 2. sayısının hazırlıkları içindesin. Çetrefil de ne, nereden çıktı?
Çetrefil, karmakarışık anlamında ve bizim dergimize de uyan bir isim. Çünkü dergimizde çok konu var. Allah’ın izniyle bu isimi koyduk. Bu dergi fikri bir diziden esinlenerek ortaya çıktı.
Hangi dizi bu?
Yedi Güzel Adam
Peki, bu edebiyat aşkı nereden geliyor?
İlk önce Edebiyat Dergisi’ni gördüm dizide, heyecanlandım. Ben de böyle bir dergi yapabilirim dedim. Apartmandaki arkadaşlarıma söyledim ama onlar beni ciddiye almadılar. Hepsi futbolu seviyordu. Ben de okuldaki arkadaşlarımla konuştum ve böylece dergi işine başladık. Sınıf öğretmenimizin çok desteği oldu.
Babam yazar olduğu için hayranı olduğum Cahit Zarifoğlu, Nuri Pakdil’in şiirsel serüvenini ben de dergimde yansıtmak istedim. Hayallerimi yansıtmaya çalışıyorum. Hepsi bu. Sınıf öğretmenimin katkısı çok oldu. Her perşembe günü şiir günü yapıyoruz sınıfta. Ayrıca okulumuzu da tebrik ediyorum. Her sabah ilk dersimiz kitap okuma.
En sevdiğin şair ve şiirini bizimle paylaşır mısın, 9 yaşındaki insanlar nasıl şiirler sever bilmek istiyorum.
Anneler ve Kudüsler kitabının ikinci veya üçüncü şiirini çok seviyorum aslında tüm kitabı seviyorum bir de Sezai Karakoç’un Gün Doğmadan kitabını. Ama nedense en sevdiğim şair Cahit Zarifoğlu.
Bir de Nuri Pakdil Usta ile mektuplaşma meselesi var. Ya hu anlat hele, nereden çıktı bu? Sen 2006 doğumlu otomobil gibi çocuksun ne mektubu?
Nuri Pakdil gecesi düzenliyordu Başakşehir Belediyesi. Ben de o programdaydım hatta sen de vardın orada. Asım Gültekin sahneden seslendi: “Ben de on sekiz yaşımda ilk defa mektup yazmıştım Nuri Pakdil’e, cevap da geldi mektubuma. Siz de mektup yazarsanız mutlaka cevap gelir.” demesi üzerine yaklaşık iki hafta sonra mektup yazıp gönderdim.
Bir-bir buçuk ay sonra cevap geldi. Bir şiirimi göndermiştim, şiirimi beğenmiş, daha çok çalışmamı söyledi. Dergimizden de bahsetmiştim, dergimiz için fikirler verdi. Çocukların bunalmaması için eğlenceli şeyler, bilmeceler koymamı söyledi.
Mevzuyla alakası yok Eşref, ama Nurullah Koltaş mı Asım Gültekin mi?
Duruş olarak Asım Gültekin ama etkilendiğim insan Nurullah Koltaş. İdolüm ve düşünce olarak kendimi yakın bulduğum kişi Nurullah Koltaş.
Edebiyat dışında neler yapıyorsun? Seni bir defa topaç çevirirken yakalamıştım okulda.
Resim yapmayı çok seviyorum, maket yapmayı da. Karikatür çizmeyi daha çok seviyorum. Futbola bayılırım. Genellikle ya kaleci olarak ya da orta sahada oynuyorum. Bilgisayardan oyunlar oynuyorum. Her çocuğun yaptığı şeyleri yapıyorum işte. Bir de atalarımızın oynadığı oyunları oynamak için çelik çomak, topaç çevirme gibi oyunlara merak saldık arkadaşlarla. Müzikle ilgileniyorum. Bağlama, bendir gibi çalgılar çalıyorum. Okulda flüt çalmayı öğrettiler.
Ya Ayşe Beyza abla, amacımı sorsana amacımı söylemek istiyorum.
Amacın ne Eşref?
Amacım dergimizi duyurmak ve büyüklerimize yardım çağrısında bulunmak. Dergiden kazandığımız parayı İHH’ya verip mültecilere gönderiyoruz. Filistin’e gönderdik ilk sayımızdan gelen geliri.
Sevgili minik dostum Eşref, ben diyorum ki Çetrefil’i bu defa yüz tane basalım mülakatımızı okuyanlardan almak isteyen olursa bana ulaşsınlar, dağıtım işine gireyim. Üç beş verirsiniz artık, ben de öğrenci adamım nihayetinde. Dergiler elimizde kalırsa, burası Türkiye her şey olabilir, Hakan Albayrak zengin adam, alır kalanını. He Eşref, ne dersin?
Olur. Bana uyar.
Gazetemiz Diriliş Postası’nı şereflendirdiğin için yedek yayın yönetmeni olarak teşekkür ederim. Hadi şimdi seni evine bırakalım.