Ağlamak insanın suratındaki maskeleri akıtan bir şeydir. Makyajları akıtan bir şeydir. Aktörlerin ağlaması hariç, tiyatro günlerimden de hatırlarım, elemelerde ağlayabilmek önemli bir seçim kriteriydi. Bir de aklımızda kalmış nereden kaldıysa, devlet ağlamaz diye… Oysa devlet ağlar, devleti temsil eden insanların gözleriyle ağlar.

Gözleriniz geçti yine

Adınızın geçemediği bu şiirden

Ve çatlamış haritaları geçti şehirlerin

Ellerimi haritalarda

Kaybettim

İçimde bir yığın hırsız

İçimde bir dolu tıkırtı

Kendimden sesimi çaldılar

Dudaklarımın bittiği yerde

Gözlerim kaldı

Ama hiç ağlamadım.

Ağlamadım

Eksilttim kendimi

Benim dudaklarımdan düşüp kırıldı

Bütün kadın ve sokak isimleri

İçimde onca yalancı kuş

İçimde bir avuç cam kırığı

Hep aynı bozuk ritm bu

Ayrılığın esrik sarkacı

Tik…tak…tik…tak..