Eşcinsellik meselesi sıradan bir cinsel tercih konusu değildir, siyasete müdahil ve toplumsal mühendislikle ilgili yatay hiyerarşisi olan bir lobi meselesidir.
HDP hangi seçmen profillerinden oy aldı?
1- Doğrudan PKK’lı veya PKK sempatizanı olan Kürt ve Türklerden.
2- Erdoğan’dan intikam almak isteyen Fetullahçılar, Kemalistler, sermaye ve Cihangir solcularından.
3- “HDP iktidar olursa Türkiye, Sodom-Gomore gibi olur rahat ederiz” diyen LGBT’den.
4- HDP’yi Kürtlerin sözcüsü kabul eden Kürtlerden.
5- Kendini HDP ile ifade edebileceğini düşünen solcu gençlerden.
Dün incelediğimiz 2. profilden sonra, PKK’nın 3. seçmen profili ile devam ediyoruz.
PKK’nın üçüncü seçmen profili:
3: HDP iktidar olursa Türkiye, Sodom-Gomore gibi olur rahat ederiz” diyen LGBT
Bu profili incelerken bizi ilgilendirmeyen ayrıntıları temizlemek adına söylüyorum; Bu yazının meselesi, insanların hazları ve kendi bedenleri üzerindeki tasarruflarıyla ilgili bir cinsiyet kimliği meselesi değildir.
13 Haziran 2013 tarihinde BBC’de yayınlanan bir haberde, “Papa Francis’in, katıldığı özel bir toplantıda, Vatikan içinde bir ‘eşcinsel lobisi’ olduğunu kabul ettiği” yazıyor.
HDP’nin bu seçmen profili bir lobi faaliyetidir. Siyonist lobilere ilham olan eşcinsel lobiciliği, siyasete ve toplumsal mühendisliğe müdahil derin bir lobidir. Roma İmparatorluğu, Endülüs Emevi Devleti ve Osmanlı Medeniyeti tarihlerinde, isimleriyle kayıtlarına rastlanan bu lobilerin tarihi aslında çok daha eski. Tarih boyunca bir çok toplumsal mühendislik faaliyetleri yapmışlar ve sanatsal performans konusunda, kimliklerini gizleyerek yahut ilan ederek ön plana çıkmışlardır. Zaman içinde doğrudan ilgilendikleri konuların öncelik sıralamaları ve başlıkları güncellenen bu lobiler her seferinde aile yapılarını ve nüfus planlamasını hedef alan faaliyetleri asıl iş olarak yürütmüşlerdir.
Eşcinsel lobilerinin sosyolojik çözümlemesi yapıldığında bu gün kafaya taktıkları meselenin “Kadim aile yapısı” olduğu anlaşılıyor. Erkek ve Kadın kimliklerini hedef almak son tahlilde anne ve babayı hedef almaktır. Bu noktada, romantik yakıştırmalarla anne ve baba üzerine çocuklarına babalık yapan annelerden başlayıp, biberon emziren babaların anneliğine kadar bir torba laf edilebilir. Ne anlatırlarsa anlatsınlar annelik bir kadınlık meselesidir babalıkta bir erkeklik meselesi. Bu durum insanların tercih ettikleri, icat ettikleri ya da sonradan kazandıkları felsefi bir konu değil, bir temel gerçektir. Anneliği kim icat etti?
PKK’nın mermi ve bomba ile yaptığı katliam faaliyetleri çok acı ve çok derin yaralayıcı olsa da bir gün telafi edilebilecek zararlardır. Verdiğimiz şehitler kendi açılarından hiçbir şey kaybetmediler Allah’ın izniyle. Kaybeden biz geride kalanlarız. Tam burada kalıcı tahribat için LGBT devreye giriyor. Özendirici rol modeller, tartışmalardan korunmak için yayılan sahte “sevgi” ve “barış” kalkanları toplumu kökünden çürütmek için yürütülen savaşın etkili silahları aslında. PKK ile LGBT işbirliği tam bu ortak hedefte birleşiyor işte.
21 yıllık polislik hayatının 19 senesinde kumarhanelerin peşine düşmüş bir Emniyet Müdürünün anlattıklarına kulak verelim;
“Sanatçılar, iş adamları, bürokratlar, üst düzey polisler ve ünlü etkili gazeteciler var aralarında. Çok fena bir gayya kuyusuna girmişler. Bağımlılık gibi, asla kurtulamazlar. Gizliyorlar kendilerini ama bağlılıklarından da vazgeçemiyorlar. Kendiliğinden bir grupları oluşuyor mecburen. Kendi aralarında herkes birbirini tanıyor ve birbirinin sırrını biliyor. Bu sır meselesi öyle güçlü ki, kendi çocuklarını bile harcarlar bu sırları uğruna. Şimdi bunlara bu ortamları sağlayan büyük bir organizasyon var. Güvende oluyorlar o ortamlarda ve rahat davranıp istediklerini yapıyorlar. Bu ortamları sağlayan organizasyonun ucu Londra’da bir ucu da Amerika’da. Her türlü imkanı veriyorlar bunlara, rahat yaşıyorlar gizledikleri kimliklerini. Sonra bir gün geliyor talimatı alıyorlar. Şu parti desteklenecek, bu adam medyada harcanacak, bu adamın emniyetteki dosyası şöyle olacak diye… İnanolsun Cumhurbaşkanı arasa emir verse bu kadar kesin ve hızlı iş görülmez. Hakimde var, savcı da, medyacısı da var, şarkıcısı da… Bunların merdiven boyayan tayfası harcıalem. Sokaktakiler gariban, asıl olay yukarıda dönüyor. İnterpol’ün ‘Turuncu Bülten’ listelerine isim sokan adam bunlar. Antartika’ya kaçsan penguenlere kovalatırlar adamı”
Müdür bey’in anlattığı birbirinin sırrını bilen küresel loca konunun özü. HDP’nin LGBT hevesi bu locanın gücüyle hareket etmek ve PKK’nın hakimiyet alanına güç kazandırmak. PKK hakkında çıkan onlarda “cici çocuklar aslında” haberlerinin bir çoğunun altında bu locanın talimatları var.
Loca biliyor ki, PKK’nın hakim olduğu alanlar arttıkça oralarda Sodom-Gomore yeniden doğacak. Kendi zeminine yatırım yapmak için PKK’yı destekliyorlar. Erkeklerin erkek olmadığı, kadınların kadın olmadığı toplumlarda insanlığın başından beri devam eden aile yapısı bir çırpıda çökecektir çünkü. Bu çöküş insanlığın devamını bile etkileyecek kadar derin bir problemdir aslında. PKK’nın öldürerek bitirmeye çalıştığı,insanlığı tahrip etme eylemleri için eşcinsel locaları bin yıllardır çalışıyor zaten. HDP’nin “insanlık için” sloganının asıl anlamı üzerine ayrı bir tartışma konusu açılması gerektiğini bir kenara not etmek gerekiyor. İnsanları öldüren bir terör örgütünün “insanlık için” diye bir sloganla yaptığı çarpıtma tarihin en büyük paradoksudur aslında.
PKK’nın, Avrupa’nın ortasında açtığı merkezlerin, şirketlerin, hücre evlerinin üzerindeki koruma kalkanlarının en büyüklerinden biri olan Eşcinsel Lobileri, Türkiye’de kendini “özgürlük dayanışması” olarak gösteriyor.
Bir diğer buluşma noktaları ise uyuşturucu ve silah pazarlarındaki ortaklıkları. 8 Ocak 2012 tarihlerinde, Öncüpınar sınır kapısında durdurulan dört TIR’da, askerî nitelikli balistik füze yapımında kullanılan nükleer hammaddeler ele geçirilmişti. İran’dan yola çıkan bu TIR’ların içindeki nükleer malzeme olayından sonra 10 Şubat’ta Rusya’da yakalanan İran ajanları Eşcinsel Lobilerinin nükleer silahların satışı konusunda tek söz sahibi olduklarını ve Türkiye sınır kapsında yakalanan TIR’ların lobiden habersiz yapıldığı için ortaya çıktığını itiraf etmişti.
Nükleer silah, uyuşturucu, organ ticareti, çocuk ticareti gibi konularda söz sahibi olan eşcinsel lobilerin PKK ile ortaklığı Cihangir’ de boyanan merdivenlerdeki gökkuşağı renkleriyle örtülebilecek basit bir mesele değildir.
3 numaralı bu profile karşı ne yapacağız peki?
1. Kadın ve erkek meselesi bir cinsiyet meselesi değildir. Konu anne ve baba olma meselesidir. Anne baba konusu insanlık onurudur.
2.PKK’ya karşı müdafaa ettiğimiz şey siyasal bir ideoloji yahut doktrin zırvalıkları değil kadim aile yapısıdır.
3.Hazlarının peşinde harcanmış, gençlerin tuzaklardan korunması en az PKK mermilerinden korunmak kadar önemlidir.
4.Kızlarımız ve oğullarımızın geleceğinin gasp edilmesi kanlarının dökülmesi kadar barbarca bir faaliyettir ve şarkılarınız bizi kandırmaya yetmeyecek.
5.Dünya üzerindeki hiçbir siyasi iddia evlatlarımızın sağlığından daha kıymetli değildir. Hangi piramidin hangi tepesinden size yol verildiği umurumuzda değil, evlatlarımızı “Cinsiyet eşitliği” adıyla kurduğunuz kapanlardan koruyacağız.
6.Filmlerde ve romanlardaki eşcinsel kahramanlar üzerinden dayatılan “sende tercihini yap” zorlamasının ne anlama geldiğini biliyoruz.
7.Özgürlük, insanların kendi bedenleri üzerindeki tasarrufu sınırında biter. Mücadelemiz insanlık içindir. Bu konunun, şahsi hazlara indirgenip velvele çıkarılmasının pis bir zemin kaydırma telaşı olduğunu biliyoruz.
İşgalci İsrail’in, eleştirilerden korunmak için, Antisemitik yaftasını nasıl kalkan olarak kullandığını biliyoruz. Suriye’yi, Lübnan’ı, Yemen’i, Irak’ı, Afganistan’ı kana bulayan İran politikacılarının, “Mezhepçi” yaftasını nasıl kalkan olarak kullandığını biliyoruz. PKK’nın kendini korumak için “IŞİD” yaftasını nasıl kalkan olarak kullandığını biliyoruz. Ulusalcı dikta rejimine baş kaldırdığımızda, “El-Kaideci” yaftasını nasıl kalkan olarak kullandığınızı biliyoruz.
Homofobik yaftasını da nasıl kalkan olarak kullanacağınızı da biliyoruz.
(Yarın nasipse 4. Profil: “HDP’yi Kürtlerin sözcüsü kabul eden Kürtler” )