Perşembe günü İngiltere’de genel seçimler yapıldı. Ve ertesi gün üç parti lideri arka arkaya istifa etti. İstifalar hepi topu 52 dakika sürdü. Önce, 11.22’de UKIP lideri Nigel Farage, ondan 12 dakika sonra Liberal Demokratların lideri Nick Clegg… Ondan 40 dakika sonra da İşçi Partisi lideri Ed Miliband…

Miliband oy oranını 1 puan arttırmasına ve seçimlerde ikinci gelmesine rağmen, “ezici bir yenilgi aldığı için” istifa etti. Ezici yenilgi dediği de birinci olan Muhafazakarlar yüzde 37 oy alırken, kendilerinin yüzde 30 oy almasıydı. AK Parti’nin yarısı kadar oy alıp da seçimlerden başarıyla çıktık diyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun kulakları çınlasın. Bakış açısı önemli tabii. Miliband da keşke istifa etmeden önce Kılıçdaroğlu’yla konuşsaydı. Şu an koltuğunda oturuyor olabilirdi.

AK Parti, Türkiye’de 13 yıldır iktidarda. Bu 13 yıllık süreçte AK Parti, girdiği bütün seçimleri açık ara farkla kazandı. Ve hiçbir seçimde muhalefet partilerinin liderleri seçimde yaşadıkları yenilgiden dolayı istifa etmeye kalkışmadı. Durun bir dakika! Aslında, seçimlerde yenilgiye uğradıklarını da pek düşünmediler. Kendi kendilerini “başarılı” ilan ettiler ve koltuklarında oturmaya devam ettiler.

Neden? Neden Türkiye’de parti liderlerini koltuklarından ayırmak çok zor? Cevap açık bir şekilde şu: Türkiye’de AK Parti haricindeki partilerin iktidar olmak gibi bir kaygısı yok. Kendilerini halka beğendirmek gibi bir kaygıları da yok. Halkı daha müreffeh hale getirmek gibi bir kaygıları yok. Türkiye’nin bir yerlere gelmesi, “uyanması” gibi bir dertleri de yok.

Şu anda Kılıçdaroğlu’nun, Bahçeli’nin ve Demirtaş’ın bol keseden ekonomik vaatlerde bulunmalarına ve asgari ücreti açık arttırmaya çıkarmalarına bakmayın. Asla iktidar olamayacaklarını çok iyi biliyorlar. Tek dertleri AK Parti’yi biraz “tırtıklamak”. O zaman ne olacak? AK Parti yeni anayasayı yapacak ya da referanduma götürecek çoğunluğu elde edemeyecek. Böylece biricik darbe anayasamız, eski Türkiye’nin eski, delik deşik anayasası değişmeyecek ve bize ayak bağı olmaya devam edecek. Böylece Türkiye kafasını kaldıramayacak. Ne kadar hoş değil mi?

AK Parti geride kalan 13 yıllık süreçte çok önemli işler başardı. AK Parti ile birlikte -reel olarak- asgari ücret yüzde 80, en düşük memur maaşı yüzde 88 arttı. Türkiye’de kişi başı günlük 1 doların altında geliri olan insan kalmadı. 2002’de nüfusun yüzde 30’u günlük 4.3 doların altında gelire sahipken, bu oran AK Parti ile birlikte yüzde 2’ye kadar düştü. İşte halkın derdi ile dertlenmekten benim anladığım budur.

Peki muhalefet ne yaptı bu 13 yıllık AK Parti döneminde? Halkın derdiyle dertlendi mi? Halkın durumunu iyileştirecek bir projeyle, bir öneriyle geldi mi? Cevap: Net bir şekilde hayır.

AK Parti tabii ki hatasız bir parti değil. Olamaz da. AK Parti birçok konuda büyük hizmetler yaptı. Fakat birçok konuda da geri kaldı. Bazılarında yeterince başarılı olamadı. Bazılarında da basitçe başarısız oldu.

İşte Türkiye’de halkın çıkarlarını düşünen bir muhalefet olsaydı, bizler muhalefetin yapıcı eleştirilerini ve projelerini dinliyor olurduk. Eğitim sistemini, Ar&Ge’yi tartışıyor olurduk. Gelir dağılımını daha da iyileştirmek için neler yapılması gerektiğini konuşuyor olurduk. Kişi başı milli geliri nasıl daha da yukarılara taşıyabileceğimizi konuşuyor olurduk.

Türkiye’de halkın çıkarlarını düşünen bir muhalefet olsaydı, Çözüm Süreci’ni nihayete erdirmiş olurduk. Yeni Anayasa’yı çoktan yapmış olurduk. Bugün de asgari ücret açık arttırmasını değil, muhalefetin vaat ettiği ayrıntılı ve derinlikli projeleri tartışıyor olurduk.

İşte o zaman da muhalefetin seçimi kazanma ihtimali olurdu. Ve çok da güzel olurdu.