15 Temmuz 2016 günü yaşanan her şey ama her şey ülkenin ve milletin geleceğine darbe vurmak isteyenlerin bu milletten aldıkları cevabın hafızalara kazındığı günün adı olarak belleğimizde o gün kadar diridir.
Bu Aziz millet, tarihte olduğu gibi 15 Temmuz 2016’da da darbecilere geçit vermemiş ve güçlü bir şekilde ülkenin birlik ve beraberliğine güç katmıştır.
O gün vatan için canlarını feda eden tüm şehitlerimize rahmet, hayatta olan gazilerimize de hayırlı, sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir yaşam sürmelerini Allah’tan niyaz ediyorum.
Allah bir daha böyle günleri bu millete göstermesin ve bu topraklarda hainlere fırsat vermesin.
Darbe yaşandı ama her alanda olduğu gibi ekonomi alanında da ülkemizi çok ciddi sıkıntılara soktu.
Bu sorunları hatırlamamız ve hatırlatmamız, bizlerin bu ülkeye birer borcu olduğundan darbenin üzerinden geçen sekiz yılın ardından ekonomik etkilerin neler olduğuna değinmek istiyorum.
Darbenin hemen ardından, faiz oranlarında ve enflasyonda ciddi bir artış ivmesi yaşanmaya başlamıştır.
Yukarı yönlü bu hareketlere istihdamın bozulması da eklenerek işsizliğin yükseldiği bir trend ile de karşı karşıya kalınmıştır.
Ekonomik büyümenin yavaşlamasının yanında uluslararası derecelendirme kuruluşları ülke notumuzu ciddi oranda indirmişlerdir.
Fitch, Moody’s ve Standard&Poor’s, Türkiye’nin notunu indirerek dünya ülkelerinin Türkiye ekonomisine bakışını negatife döndürmüşlerdir.
Borsa, darbe sonrasında yaklaşık yüzde 15 düzeyinde bir düşüş yaşayarak yatırımcısına ciddi oranda zarar ettirmiştir. Öyle ki borsa 5 Temmuz 2016 tarihinde 83.000 seviyelerinde iken 21 Temmuz 2016 tarihinde 71.000 seviyelerine gerilemiştir.
Borsanın yanında dolar kuru, darbe günü 2.88 TL seviyesinde iken darbeden dört gün sonra 3.10 TL seviyesine yükselerek yaklaşık yüzde sekiz oranında bir yükseliş kaydetmiştir.
Borsanın değer kaybetmesi ve doların yükselişi, ekonomik etkinin ne kadar bozucu olduğunu gözler önüne sermiştir.
Diğer taraftan, turizm alanında da çok ciddi olumsuz etkilenmeler ortaya çıkmıştır. Şöyle ki ülkemize 2015 yılında 41 milyon turist gelirken 2016 yılında bu sayı 10 milyon azalarak 31 milyon seviyesine inmiştir.
Turizm geliri de yaklaşık olarak 10 milyar dolar daha da azalmıştır.
Eğer böyle bir darbe yaşanmamış olsaydı millî gelirin 2018 yılında 15.000 dolar seviyelerine çıkacağı hesaplanmaktaydı.
Darbenin hemen öncesindeki rakamlara baktığımızda, 2016 yılının ilk altı ayındaki büyüme oranının yüzde 4.9 olduğuna şahit oluruz.
Yine aynı dönemdeki ekonomik veriler de şu şekildeydi:
· Bütçe açığının GSYH oranının yüzde birden daha düşük olduğu,
· cari açığın GSYH’ya oranının yüzde 3.5,
· işsizlik oranının yüzde 10.2,
· enflasyon oranının yüzde 7.64,
· 2 yıllık gösterge faiz oranının yüzde 8.7,
· CDS oranının 221.31,
· AB Tanımlı Genel Yönetim Borç Stokunun GSYH’ye oranının yüzde 27.1,
· Türkiye’nin yatırım notunun ise yatırım yapılabilir not düzeyinde.
Aynı verilerin bu dönemdeki karşılıklarına baktığımızda ise darbenin ülke ekonomimizi ne kadar derinden etkilediğini çok ama çok iyi anlamış oluruz.
Darbelerin ve darbe girişimlerinin olmadığı, ekonomik verilerimizin darbe öncesi yani 2016 yılının ilk altı ayındaki verilere hızla dönmesi dileklerimizle...