Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye’yi ziyaret eden Suudi Arabistanlı mevkidaşı Faysal bin Ferhan ile İstanbul’da düzenlediği basın toplantısında, bugünlerde çokça konuşulan Suriye ile normalleşme ihtimali konusunda kafa karışıklıklarını giderecek son derece önemli açıklamalar yaptı.

Fidan öncelikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bölgeye yönelik barış vizyonuna, Türkiye’nin bölgede huzur ve istikrar arayışında olduğuna dikkati çekti.

“Zamanın ruhu bizi barışı aramaya, istikrarı aramaya zorluyor.” diyerek bölgede ve dünyada değişen koşullara işaret etti.

Bölgedeki anlaşmazlıkların, bölge ülkeleri arasında diyalogla çözülmesi gerektiğini ve savaşların bölge dışı güçlerin işine yaradığını Türkiye zaten uzun süredir dile getiriyor.

Dışişleri Bakanı, Erdoğan’ın taraflar arasında gerilimin en yüksek olduğu dönemlerde bile diyalog kapısını açık bıraktığını hatırlattı.

Suriye rejimiyle bugüne kadar çeşitli düzeylerde gerçekleştirilen dolaylı ve doğrudan görüşmelerin, Türkiye’ye stratejik kazanımlar sağladığını söyledi.

Ankara, Şam’a daha ilk başta Arap Baharı rüzgârlarından etkilenmemesi için acil reformlar yapması gerektiği uyarısında bulunmuş ve bu konuda kendilerine yardımcı olabileceğini bildirmişti.

Ancak Beşşar Esed, halkın reform talebine kulak vermek yerine Rusya ve İran’ın desteğiyle Suriye’yi yangın yerine çevirmeyi tercih etti.

Önceki günkü açıklamalarından anlaşıldığına göre, Erdoğan’ın yaptığı çağrının değerini anlayacağı, Türkiye’nin uzattığı eli ve verdiği fırsatı bu kez değerlendirebileceği de son derece şüpheli.

Fidan, Türkiye’nin kafasının net olduğunu, Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve siyasi çözüm için 2254 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararının önemli olduğunu belirtti.

Türkiye’nin, Suriyeli muhalifler ile ilgili durduğu yeri değiştirmediğinin altını çizdi.

Suriyeli muhaliflerin rejimle olan ilişkilerinde, kendi özgür kararlarının ve tercihlerinin esas olduğunu vurguladı.

Ardından da Türkiye’nin DAEŞ ve PKK ile mücadelesinde, Afrin’de, Tel Abyad’da, Ra’su’l-Ayn’da Türk askerinin muhaliflerle omuz omuza savaştığını hatırlattı.

Çok şehit verildiğini, “Türkiye’nin vefalı ve büyük bir ülke olarak bu fedakârlığı unutmasının, onları yarı yolda bırakmasının mümkün olmadığını.” ifade etti.

Muhaliflerin kontrol ettikleri bölgelerde Türkiye’ye daha çok mülteci gelmesini önlediklerini, terör, kaçakçılık ve organize suçlarla mücadelede Ankara’yla iş birliği yaptıklarını, sınırın diğer tarafında Türkiye’nin ulusal çıkarlarına hizmet eden adımlar attıklarını bildirdi.

Hükûmetin “mülteciler konusundaki politikasında değişiklik olmadığını” ve “gönüllü olmadıktan sonra hiç kimsenin zorla gönderilmeyeceğini” vurguladı.

Bunlar, Türkiye’nin Suriye rejimine boyun eğmek zorunda kaldığı, muhaliflere sırtını döneceği ve mültecileri kovacağı yönünde propaganda yapanları hayal kırıklığına uğratacak son derece önemli, kurşun gibi açıklamalar.

Şayet Erdoğan-Beşşar Esed görüşmesi gerçekleşirse hangi zeminde gerçekleşeceğini de gayet net bir şekilde ortaya koyuyor.

Fidan’ın açıklamalarından sonra Suriyeli muhaliflerin de çeşitli istihbarat örgütleri için çalışan ve Türkiye’yle aralarını açmak isteyen provokatörlere prim vermemeleri gerekiyor.