Türk ve dünya siyaset tarihinde taşıdığı önem açısından 15 Temmuz’un tartışılmaz bir yeri olacak. O yer, zaman geçtikçe daha da kendini gösterecek ve karanlıkta kalan kısımların açığa çıkması ile şu an sahip olduğumuz ve doğru bildiğimiz birçok bilgi zamanla yerini hakikate bırakacak!
15 Temmuz öncesinde FETÖ hakkında gerçek anlamda gizli veya mahrem bir bilgiyi dile getirmeye çekinen bazı isimlerin 15 Temmuz’dan sonra geceyi anlatan kitapları yetiştirmek için klavyedeki hızı biraz şaşırtıcı diye hatırlanacak.
FETÖ hakkında mahrem bilgileri dile getiren yazarları paranoyak olmakla suçlayan yılların sözde ağır yazarları, 15 Temmuz’dan sonra ‘Bizim dediklerimiz çıktı’ diye ekranlarda boy gösterme yarışına girdikleri söylenecek. 15 Temmuz’dan önce Cumhurbaşkanlığı uçağına binmenin önemi yokken 15 Temmuz’dan sonra binenlerin istatistikleri tutuldu denilecek.
‘Sen hâlâ cemaatin gücünü anlamadın’ türünden tehditleri aracı olarak vermeye çalışan bazı AK Partili siyasilerin 16 Temmuz gecesi bayrakları sallama coşkusunu gördükçe ‘yavaş kalp krizi geçirebilirsin’ diyen yakınlarının uyarılarına şahit oldukları yazılacak.
‘15 Temmuz gecesinin bütün sırlarına vakıfım’ havasında illerden gelen konferans davetlerine ‘önerdiğiniz miktar yeterli değil’ türünden verilen cevaplarla ekran başında o gecenin ruhunu yansıtmaya çalışan aynı kişilerin şovlarıyla pek uyumlu durmadığı sonradan anlaşılacak.
15 Temmuz’un gerçek anlamda hakkını veren şehitler ve gazilerden ziyade milletin destan yazdığı o geceyi kendine siyasi ve maddi ikbal açacağı düşüncesinde olanların boy gösterdiği bir dönem olduğu da hatırlanacak.
Bu yazı da o geceyi anlatmayı ve yazmayı maddi çıkar ve ikbal kapısı olarak görenlere her şeyiniz ortada demek için kaleme alındı mealinde bir köşede duracak. Dikkat edilirse isim yazılmadığı görülecek. Milletin dilinde olana biraz kulak verilince isimlerin kimler olduğu da anlaşılacak. Tarih zamanı geldiğinde 15 Temmuz’u ranta çevirmeye çalışanları da yazacak!