Kendi içerisinde özel ibadetlerin bulunduğu bu ayda insanlara verilen en güzel gecelerden biri de sahur vaktidir. Diğeri ise iftar vaktidir. Sahur, sevabını Yüce Allah’ın vereceği önemli bir ibadete başlamanın heyecanı, iftar ise insanın iradesiyle uzak durduğu Allah’ın nimetlerine kavuşmanın sevinci ile geçen bereketli ibadetlerdir.

Gecenin son üçte biri için kullanılan “sahur”, oruç tutmak üzere fecrin doğuşundan önce yenen yemeğe verilen isimdir.

Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) kendisi sahura kalktığı gibi ümmetini de gündüz oruç tutabilmek için sahur yemeğinden istifadeye teşvik etmiştir.[1] Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), sahuru şafak sökmesinden korkulmadığı sürece geciktirmiş, vaktin sonuna doğru yapmış ve ümmetine de böyle yapmalarını tavsiye etmiştir.[2]

Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), “Sahur yapınız, zira sahurda bolluk-bereket vardır.”[3] “Sahur, Allah’ın size verdiği bir berekettir. Sakın onu ihmal edip terk etmeyin”[4] “Aman sahura kalkmayı ihmal etmeyin; zira sahur yemeği mübarek bir gıdadır.”[5] buyurarak sahurdaki berekete dikkat çekmiş,“Bizim orucumuzla Ehl-i Kitab’ın orucu arasındaki fark, sahur yemeğidir.”[6] diyerek sahur yapmanın oruç ibadetinde Müslümanların ayırt edici bir vasfı olduğunu bildirmiştir.

Sahur vakti, seher vaktidir. Seher vakti de gecenin son üçte birlik kısmına denir. Seher vakitlerini uyanık olarak namaz, Kur’ân tilaveti, zikir ve tevbeve istiğfarla geçirenler Allahu Teâlâ tarafından Kur’ân-ı Kerim’de övülüp takdir edilmiştir.

“O müttakiler: “Ey bizim kerim Rabbimiz, biz iman ettik, günahlarımızı bağışla ve bizi cehennem azabından koru!” diye yalvarırlar. Onlar sabırlı, imanlarında sadık ve samimî, Allah’ın huzurunda itaatla divan duran, mallarını hayırda harcayan, seher vakitlerinde Allah’tan af dileyen müminlerdir.”[7]

Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) de seher vaktinin önemi hakkında şöyle buyurmaktadır:

“Allahu Teâlâ, her gece, gecenin son üçte biri kalınca dünya semasına iner ve şöyle buyurur: Mülkün sahibi benim! Kim ki bana duâ ederse, ona cevap veririm. Kim ki benden isterse ona veririm. Kim ki bana istiğfar ederse onu bağışlarım. Tan yeri ağarıncaya kadar bu böylece devam eder.”[8]

Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) her zaman seher vakitlerinde kalkmış teheccüd namazı kılmış, dua ve zikir halinde bulunmuştur.[9]

Sahur da bir diliştir. Dirilişe hazırlık saatidir. Ne mutlu sahur vaktini Allahu Teâlâ’ya ibadet ile geçirenlere. Ne mutlu Efendiler Efendisine benzemeye çalışan mü’minler

[1]İbn-i Mâce, sıyâm 22

[2]Buhârî, Ezân 11, 13, Şehâdât 11, Savm 17; Müslim, sıyâm 36-39.

[3]Buhârî, savm 20; Müslim, sıyâm 45.

[4]Nesâî, sıyâm 24.

[5]Nesâî, sıyâm 26.

[6]Müslim, sıyâm 46.

[7]Âl-i İmrânsûresi, 3/16-17.

[8]Tirmizî, salât, 326.

[9]Buhârî, Teheccüt 1, Da’avât 10, Tevhid 8, 24, 35; Müslim, Salâtu’l-Müsafirîn 199,