Geçtiğimiz hafta mesleki bilgilerini geliştirmeleri için fakültemiz öğrencileri ile çeşitli fast-food markalarının global tedarikçisi olan Beypiliç’in kesimhanesine ve ürün işleme tesisine bir gezi düzenledik. Bizi tesislerine kabul ederek değerli bilgi ve vakitlerini paylaştıkları için işletme yöneticilerine ve çalışanlarına teşekkür ederim. Yine geçtiğimiz hafta sonu ülkemizin kanatlı eti sektörü, iki yılda bir düzenlediği 5. Uluslararası Beyaz Et Kongresi’yle dünyanın çeşitli ülkelerinden pek çok bilim insanıyla bir araya geldi. Bu vesile ile ben de en çok tüketilen et olan kanatlı eti üzerine bir yazı yazmaya karar verdim.
Dünyada yaklaşık 821 milyon insan yeterli gıdaya ulaşamamaya bağlı olarak kronik açlık çekerken, 2 milyar insan başta hayvansal protein olmak üzere yetersiz beslenme nedeniyle gizli açlık çekiyor.
En çok et tüketen ülkeler yıllık kişi başına 60-95 kg ile Kuzey Amerika ve bazı Güney Amerika ile Avrupa Birliği ülkeleri, Avusturalya ve Yeni Zelanda iken, bu ülkeleri 40-60 kg ile Çin, Rusya, Ukrayna ve Güney Afrika gibi ülkeler izliyor. En az et tüketenler grubunda ise 40 kg’ın altı ile Türkiye’nin de aralarında bulunduğu Afrika, Endonezya, Filipinler, Hindistan gibi ülkeler bulunuyor. Dünyada tüketilen etin üçte birini başta piliç olmak üzere kanatlı etleri oluşturuyor.
Dünyada olduğu gibi ülkemizde de sağlıklı, lezzetli ve ekonomik olması ile kanatlı etleri her geçen gün daha da fazla tercih edilmekte. Gerçekçi bir bakış açısıyla hayvancılık sektörünün yapısı ve üretim modelleri incelendiğinde,ülkemizdeki et açığının karşılanması ancak piliç eti ile mümkün görülüyor.
Hal böyle iken yıllık et tüketimimizin üçte ikisini karşılayan ve 81 ülkeye ihraç ettiğimiz piliç eti ve ürünlerine yönelik olarak bilimsel yaklaşımdan uzak, pek çoğu asılsız yorumlar (hormon kullanımı gibi) toplumda ciddi bilgi kirliliğine neden oluyor.
Doğru bilginin paylaşımı açısından faydalı olabilecek bilimsel kongreler ise basında yeterince yer bulamıyor. Yazımın başında belirttiğim geçtiğimiz hafta sonu düzenlenen kongrede takip edebildiğim kadarıyla, piliç ve hindi etinindünyada en çok tüketilen, yem/su kaynaklarını en verimli kullanan, çevreyi en az kirleten ve sera gazı salınımı açısından en az riskli üretim yöntemine sahip etler olduğu vurgulanmış.
Bir de işin gıda güvenilirliği boyutu var ki şunu açıkça söyleyebilirim, piliç ve hindi eti kümesten sofraya kadar üretimin tüm aşamalarında izlenebilirliği olan ve kontrolü Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yapılan etlerdir. Yapılan kontroller kapsamında kanatlı etleri tüketiciye ulaşmadan önce mikrobiyolojik analizlerin yanı sıra kalıntı izleme programları ile ilaç kalıntısı açısından incelemelere tabi tutulmaktadır. Ayrıca kesim öncesi ve esnasında yapılan veteriner hekim muayeneleriyle sağlıksız hayvanlara ait etlerin tüketiciye ulaşması engellenmektedir. Tabii bu güvenceden faydalanabilmek için tüketicilerin son kullanma tarihi geçmemiş paketli ürünleri alması gerekmektedir.