7 Haziran seçimlerinin ardından yaşanan ilk şok dalgası ve tüm kesimlerin şaşkınlıkla yeni hükümet senaryoları üzerine odaklanması, milli iradeyi temsil eden parlamentoda oluşan yeni denklemi sağlıklı değerlendirmek açısından kamuoyunda hatırı sayılır bir geç kalmışlığa neden oldu.
Bu bağlamda 25. Dönem Meclisi’ni teknik olarak ele aldığımızda ilk karşımıza çıkan bu aşamada Meclis’te görev yapacak milletvekillerin yüzde 67’sinin yeni isimlerden oluşması. Mesela AK Parti’de bu değişim yüzde 57 ( 258’de 151), CHP’de yüzde 64 (132’de 85), MHP’de yüzde 62. (80’de 61)
İlk kez Meclis’e giren HDP de ise durum çok daha farklı; daha önce bağımsız adaylar olarak bu siyasi çizgide yer alıp yeniden Meclis’e girenlerin sayısı sadece 8 ve diğer 72 milletvekili ise, ilk kez bu partiden seçilerek Meclis’teki yerlerini alıyor. (Tabii bu yeni isimlerden az bir kısmının 24. Dönem öncesinde aynı ya da farklı siyasi kimliklerle Meclis’te yer tuttuklarını da hatırlatmakta fayda var) En nihayetinde bu dönem görev yapacak 550 milletvekilinin 369’u bir önceki döneme göre yeni sıfatı taşıyor.
Yanı sıra yeni Meclis’te ilk defa kadın milletvekili sayısının 98’e (yüzde 18) ulaşması ve bu sayının yarısına yakının AK Parti’den seçilmiş olması ayrıca bir dikkat konusu. Ayrıca bu kadın milletvekillerinin 21’i (yüzde 21.3) başlarını örtüyorlar.
Bir de yaş meselesi var tabii ki; geçen dönem 51 olan ortalama bu kez 45 seviyelerinde ve 1960’dan bu yana ilk kez 55 yıl sonra Ermeni kökenli milletvekilleri TBMM’de (3 kişi) kendilerine yer buluyorlar.
Bu yeni manzara üzerine daha birçok teknik detay tespitinde bulunabilmek olasıdır. Ancak benim bu verileri yazıma konu etmemin başka bir nedeni var, Yeni Türkiye’nin AK Parti hükümetleri dönemlerinde gerçekleştirilen reformlar vesilesiyle eriştiği demokratik seviyeyi göstermek adınadır bu.
Şimdi çeşitli platformlarda konuşulup tartışılan tüm hükümet denklemlerini verecekleri oylarla gerçekleştirecek olanlar, işte bu yeni milletvekilleridir ve esasen biraz bunlar üzerinde durulması gerekiyor. Ayrıca enteresan olan ise son dönemde kendisini liderlik alanında yenileyen tek partinin iktidarı 13 yıldır elinde bulunduran AK Parti olması.
Şayet Deniz Baykal›a yönelik ‹›kaset’’ hamlesiyle CHP Genel Başkanlığı’na seçilmese belki de Kılıçdaroğlu, yeniden milletvekili olma şansını dahi bulamayacak ve siyaset tarihinin silik bir objesi olarak Alanya sahillerindeki memur yazlıklarından birinde anılarını meraklılarıyla paylaşıyor olacaktı. Şu an 85’i yeni 132 milletvekili olan -her biri potansiyel Genel Başkanı adayıdır- bir partinin Genel Başkanı ve oy oranı uzun yıllardır değişmeyen yüzde 25 bandında tıkanıp kalmış durumda ve ancak kendisini AK Parti’yi desteklemeyen bloğun lideri sanıyor ve bu nedenle de bu sıralar çokça hayal kırıklığına uğruyor. Aslında bırakın Türkiye’yi kendi partisinde bile liderliğini kabul ettirebilmesi bu saatten sonra büyük başarı olacaktır.
MHP’ye gelince… Anlaşılan Rahmet-i Rahman’a kavuşmadıkça Sayın Bahçeli liderliği bırakmayacak. Tüm mülahazalar bir yana her ne kadar 1999’dan bu yana iktidar şansı bulamamış ise de ülkemiz çıkarları adına dirayet gerektiren en önemli karar aşamalarında gösterdiği sağduyuyla millet çoğunluğunun gönlünde çeşitli defalar önemli yer edinmiş ve vatanseverliğini bu vesilelerle net bir şekilde kanıtlamış çok önemli bir siyasetçi vasfına hak kazanmıştır. Yeni milletvekilleri dahil kimsenin koltuğuna göz koyması beklenemez.
HDP ise anlaşılmaz bir yapı. Dün Ahmet Kaya’yı sırf Kürt olduğunu söylediği için lince tabi tutan aynı patron önderliğindeki medya grubunun (Doğan Grubu), sırf Erdoğan ve AK Parti düşmanlığı saikiyle kendilerini desteklediklerini bildikleri halde kullanılmaktan ve onları kullanmaktan çekinmeyen bir liderlik. Aynı şekilde medya desteği adına Paralel hainlerle sevişmekten kaçınmayan bir ilkesizlik timsali. Meclis’e bu kez bir parti olarak girmeyi başardılar ve 8 kişi hariç bu parti saflarındaki herkes yeni, güçlü ve bilinen isimler var aralarında. Umarım bu oportünist ve gerçekte ne istediğini açıkça ortaya koymaktan kaçınan liderlik, tüm bu kadroyu kontrol altında tutabilir. Ama eminim becereceklerdir, en azından silahlı kadroları ara ara gerekli mesajları verecektir aykırı Kürtlere…
Yeni Türkiye, yeni milletvekilleri ve liderlilikleriyle işte böyle bir şey… Konrol etmek zor.
Her ne olursa olsun, inşallah hayır olsun diyelim o halde…