Okul öncesi eğitim, son 20 yılın yükselen yükselirken birden irtifa kaybeden gündemi. Bir dönem okul öncesi eğitim zorunlu hale getirildi, bu karar üzerine Okul Öncesi Öğretmenliliği popüler hale geldi ve binlerce öğretmen adayı tercihini bu alandan yana kullandı. Daha sonra okul öncesi eğitim ailenin isteğine bırakıldı, zihinler karıştı, 2007 ve 2008 doğumlu öğrenciler aynı yıl ilkokul birinci sınıfa başlatıldı. Okul öncesi eğitim, Türk eğitim sistemi içerisinde Türkiye’nin gerçekleri ve evrensel yaklaşımlarla bir türlü kendi mecrasında ilerleyemedi.

           Okul öncesi eğitime insanlar neden ihtiyaç duyar? Esasında kırsal kesimden kentlere göçün artması ve kadınların iş hayatına hızlı bir şekilde katılmasıyla birlikte kreş ve okul öncesi eğitim bir zorunluluk haline geldi. Çalışan anne babalar çocuklarını mesai saatleri içerisinde kreşlere ve anaokullarına bırakmak zorunda kaldılar. Bu anlamda ikili öğretim yapan anaokulların yerine tam gün eğitim öğretim yapan anaokulları tercih edilmeye başlandı ya da özel anaokullarına çocuklar gönderildi.

           Fakat okul öncesi eğitim sadece bu gerekçelerle planlanamaz elbette. Okul öncesi eğitimin asıl amacı, erken çocukluk dönemi çocuklara ruhsal, bilişsel ve motor becerilerinin sağlıklı ve yeterli bir şekilde vermektir. Bu amaçla çeşitli eğitim yöntemleri geliştirildi. Çocuk, sadece motor gelişimi ve sosyalleşmesi için anaokuluna gönderilmeli mi? Belki evet cevabımı veren okuyucular olacaktır. Çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimi tek başına bile çok önem addedilecek bir mevzu.

Karakter ve değerler eğitimi

Anaokulu kavramının henüz içi tam doldurulmuş değil. Özellikle 3-6 yaş arası çocukluk dönemi çocuğun kişiliğinin oluştuğu, karakterinin şekillendiği dönemdir. Hatta anne karnında başlayan bir eğitim sürecinden bahsedilmektedir. Bu anlamda okul öncesi eğitimde bugünün çocukları fakat yarının büyükleri olacak bireylerin karakter ve değerler eğitimi boyutu ihmal edilmemelidir. Ergenlerin kodlaması ilk çocukluk döneminde yapılmaktadır. Çizgi filmler, çocuk eğitiminde bakanlıkların müfredatından ve eğitim kadrosundan hatta anne babalardan daha etkili konumda. Bu anlamda hümanizm kılıfı ile çocuklara bazı değerler dayatılmaktadır.

Milletimizin çok önemli hasletleri iyilik, adalet, yardımseverlik, hoşgörü gibi kavram yerli ve milli öncüler marifetiyle verilmelidir. Artık sadece Batılı pedagogların, sosyologların, psikologların önermeleri ve kuramlarıyla çocuk yetiştirme anlayışı revize edilmelidir. Ülkelerin kendi gerçekleri, hedef insan projesi, toplumsal amaçlar, tarihi yaşanmışlıklar, coğrafya ve kültürel özellikleri evrenselleşme dalgasına rağmen ağırlığını hissettirmektedir.

Okul öncesi eğitim zorunlu olmalı mı?

Anadolu medeniyeti ve evrensel temel doğrular ışığında okul öncesi eğitim yeniden planlanmalıdır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2023 Vizyon Belgesinde okul öncesi eğitimin zorunlu olması planlanmaktadır. Fakat bu konuda acele edilmemeli. Mesela çalışmayan ve kendi çocuğunu kendisi yetiştirmek isteyen annelerin görüşü alınmalıdır. Özel kreşlere ve anaokullarına çocuklarını gönderen anne babaların beklentileri mutlaka alınmalıdır. Belki de teşvik ve okul öncesi eğitimin müfredatının yerlileştirilmesi ile başlanmalıdır bu işe. Liseler zorunlu olarak 4 yıla çıkartıldı, eğitimcilerin geneli bu uygulamamdan muzdarip.

İsteğe bağlı, kapsayıcı, ideal insan hedefine hizmet eden, Türk İslam medeniyetini ötelemeyen, çağının gereklerine göre planlanacak bir okul öncesi eğitim modeli oluşturulmalıdır… Vesselam…