Türkiye, yeni dünyanın süper gücü olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. İslam coğrafyasında, Arap dünyasında, Afrika’da, Akdeniz’de at oynatanlar, Türkiyesiz hesap yapmaya alışmış olanlar bu gerçeğe alışmak zorundalar…

Filistin, Libya, Doğu Akdeniz, Suriye, Irak, Katar, Sudan, Somali’de bölgeye ait olmadıkları halde cirit atanlar; coğrafyanın eski sahibi, güçlü bir aktörle karşı karşıyalar. O gerçeğin adı Türkiye.

Son yıllarda dikkatinizi çekti mi bilmiyorum. “Türkiye iç politikasının” merkezinde artık dışarıda yaptığımız sınır ötesi operasyonlar, önlediğimiz darbe girişimleri, kazandığımız zaferler, düzenlerine çomak soktuğumuz şımarık emperyalist ülkelerin ağlamaları var…

İÇ POLİTİKA KONULARIMIZIN DEĞİŞTİĞİNİN FARKINDA MISINIZ?

Türkiye iç politikasında, yüz yıldır CHP’nin zulüm, yasak, yolsuzluk, hırsızlık, çöp, çamur icraatlarını…

ABD ve NATO’nun TSK eliyle yaptığı darbeleri…

Kırk yıldır terör örgütlerinin kustuğu ölümleri… Bölücülük peşinde koşan partilerin “halkın kanı üzerinde” tepinmesini…

Ülkesi ve milleti için bir şeyler yapmak isteyen, ülkesini özgürleştirmek isteyen liderlere yönelik saldırıları…

Konuşuyoruz…

Türkiye’nin potansiyeli, insanımızın enerjisi, bizi çağıran şanlı tarihimizin ruhu yerinde patinaj yapıp duruyordu…

2002’den sonra içimizdeki işbirlikçilere karşı kazanılan siyasi zaferler yavaş yavaş Türkiye’yi dışarıda da askeri ve diplomatik zaferlere taşıyor. Bizi içerideki maşalarıyla kontrol edenlerle şimdi sınırlarımız dışında hesaplaşıyoruz. Karakollarımızı basan maşaların ağababalarına, Irak’ta, Libya’da, Suriye’de, Somali’de kan kusturuyoruz…

TÜRKİYE’NİN GÜCÜ KARŞISINDA AĞLAYAN EMPERYALİST ÜLKELER VE ŞIMARIK ÇOCUKLARI

Yunanistan bir AB’ye gidip şikâyet ediyor. Bir ABD’ye, bir İsrail’e, bir Mısır’a koşuyor. Ama nafile kimse Türkiye’nin gücü karşısında durmaya cesaret edemiyor…

Fransa, Suriye’de terör koridorunun alt yapısının betonunu döküyordu. Türkiye, Fransa’yı da taşeronu terör örgütünü de kazdıkları tünellere gömdü. Şimdi aynı senaryo Libya’da sahnede. Destekledikleri darbeci Hafter’i Türkiye’nin gazabından köşe bucak saklıyorlar. Macron, Türkiye’yi NATO’ya şikâyet ediyor. Ama nafile…

Türkiye’nin gücünü kabul edeceksiniz. Yüzyıldır sömürdüğünüz ata yadigârı, Osmanlı bakiyesi topraklarımızdan def olup gitmeden Türkiye’nin durmayacağını öğreneceksiniz.

Hey gidi günler hey. Ne kadar da çabuk geçmiş de haberimiz yok. Ya da az zamanda ne kadar çok büyük işler yapmış, ne kadar uzun bir yol almış, ne kadar büyük bir büyüme sağlamışız da haberimiz yok.

Memur maaşlarını ödeyemeyen, borç batağına saplanmış, IMF’nin kontrol ettiği, AB ve ABD’nin yönettiği, bir terör örgütü karşısında acziyet yaşayan, vatandaşının can ve mal güvenliğini sağlayamayan bir ülke vardı 2002 yılından önce…

18 yıl içinde Erdoğan liderliğinde, AK Parti yönetiminde; yedi cephede, yedi düvele karşı savaşıyor ve zaferler kazanıyoruz. Türkiye’nin bu kutlu direniş ve diriliş yolculuğunda sadece sandıkta değil sahada da muzaffer bir liderin imzası var!

Türkiye, bilim, sanayi, teknoloji, sağlık, eğitim, silah sanayi ve teknolojisi konusunda yaptığı yatırımlarla gücüne güç kattı. Her şeyiyle dışarıya bağlı bir ülke devralan Erdoğan adeta destan yazıyor. Daha güzel ve daha güçlü olacağımız günler uzakta değil. Siz yeter ki Erdoğan’a verdiğiniz desteği artırarak devam ettirin!