Hristiyanlık tarihi boyunca, “üç” sayısı, güçle eş değer sayıldı. Pisagor’a göre üç; başlangıcı, ortayı ve sonu ifade eden tek sayı olarak uyumu, zamanı ve yaşam döngüsünü sembolize eder. Astrolojide ise bilgelik ve bollukla ilişkilendirilir. İskoç yazar Tobias Smollett'in bencil bir züppenin yolculuklarını anlatan romanı "Peregrine Pickle’in Maceraları"na göre üç sayısı, “her zaman şanslı”dır.

Ama batıl inançlara düşkün Batı dünyasında, üçün karanlık bir tarafı da var: Kötü ruhların içinde seyahat ettiğine inanılan büyü dünyasının önemli bir ritüel sayısı; kötülüklerin kapısını açan son çağrının sayısıdır.

Üç rakamı, bu hafta ABD başkanlık tarihine yeni bir şekilde girdi: Eski Başkan Donald Trump'ın üçüncü iddianamesi, dört ağır komplo ve engelleme suçuyla ilgili olarak federal büyük jüriden geldi. “Trump ve ülke için bu suçlamaların sonuçları çok büyük.” diyen hukuk uzmanı Michael Gerhardt, “Üçüncü ve en son iddianame, diğer ikisinden de ileri gidiyor ve Trump’ın; Georgia, Michigan ve Arizona da dahil olmak üzere birçok eyalette başkanlık seçiminin bütünlüğünü nasıl baltaladığını ve seçmenlerin iradesini engellemeye çalıştığını gösteriyor.” diyor.

Trump’a isnat edilen "ABD'yi Dolandırmak Üzere Komplo" ve "Haklara Karşı Komplo" şeklinde yorumlanan suçlamalar, ‘ABD Anayasası’nın ‘Uygulama Yasaları’ veya ‘Ku Klux Klan Yasaları’ olarak bilinen bir dizi yasaya dayanıyor.

John Avlon, “Seçim sonuçlarını tersine çevirmeye çalışmak, bireylerin oylarını adil bir şekilde saydırma hakkını reddetmek gibi temel bir etkiye sahiptir. Bu yasaların tarihî bağlamı, Trump'ın demokrasimiz üzerinde işlemeye çalıştığı iddia edilen suçun ciddiyetini anlamamıza yardımcı oluyor." diyerek Amerikan kamuoyunu suçlamanın ciddiyeti konusunda bilgilendiriyor.

Avukat Eric Klein ve tarihçi Jeremi Suri ise "İleride en önemli olacak şey, Amerikan halkının bunu görüp görmeyeceğidir.  Bu nedenle adil yargılama ile yargıcın kamuoyundaki algısı, son derece önemli olacaktır.” ifadelerini kullanıyor.

Şimdilerde Amerikan medyasında paradoksal bir tartışma ön plana çıkıyor.

Bir yanda Federal mahkeme Donald Trump’ı ‘geçmiş seçimlere müdahaleyle’ suçlarken diğer tarafta eski Başkan, kendi hakkındaki suçlamaları ‘gelecek seçimlere yönelik müdahale’ olarak yorumluyor.

Üç iddianame, Amerika’nın servet ve güç sembolü Trump’a şans mı getirir, güç mü katar yoksa korkulan karanlık lanetiyle mi tesir eder, bunu şimdilik kestirmek zor. Ancak savunmadaki davalı Başkan, kendinden emin görünüyor. Kurmaylarına göre ise Trump, üçün beşin hesabını yapmıyor.