Düzensiz göçmen, Mülteci veya başka hangi adla anılabileceği üzerinde konuşabileceğimiz yüzbinlerce insan özellikle Van’dan sınırlarımız içine girerek ilerliyorlar. Hedefleri Avrupa. Türkiye bir çoğu için geçiş güzergahı.
Yollar boyunca beşerli, onarlı guruplar halinde yürüyorlar. Aylardır çıktıkları yolculuk nedeniyle üstleri başları perişan, muhtemelen günlerdir doğru dürüst birkaç lokma yemek bile yemeden bir bilinmezliğe yürüyorlar.
Türkiye, özellikle Güney Asya, Orta Doğu ve Doğu Afrika ülkelerinden gelip Avrupa'ya gitmeye çalışan göçmenler için önemli bir kavşak. Her yıl söz konusu alanlardan gelip Türkiye üzerinden Avrupa'ya geçmeye çalışan on binlerce göçmen yakalanıyor. Bir kısmının ise Avrupa'ya ulaştığı tahmin ediliyor. Özellikle Yunanistan ve Bulgaristan’la anılan düzensiz göçmenler nedeniyle her gün birkaç olumsuz haber okuyoruz/seyrediyoruz.
Bilvesile geçen hafta anılan göçmenlerin yoğun olduğu Diyarbakır Otogarı çevresine bir ziyarette bulundum. Guruplar halinde oturan en az iki yüz kişi, aç susuz perişan bir vaziyette. İçlerinde hastalar var. Muhtemelen yolda hastalık kapmış olanlar, çeşitli nedenlerle ufak tefek yaraları olanlar, Sağlık sorunları olanlar cabası. Polis bir şekilde kontrol etmeye çalışıyor lakin genişçe bir alan polisin geldiğini gören bir tarafa kaçışıyor.
Geçtiğimiz hafta orada bulunanlara yemek ikram etmek isteyen birilerinin geldiğini görüp koşuşanlardan biri araçlardan birinin altında kalarak vefat etmiş. Üzücü bir durum, insan kahroluyor ama elden gelen pek bir şey de yok ne yazık ki… Birkaç kelime Farsça, Urduca, biraz Kürtçe-Zazaca birbirimizden bir şeyler anlamaya çalışıyoruz. Daha önce İstanbul’da bir süre kalmış bir mülteci sorunlarını anlattı. Açlık, yorgunluk, belirsizlik ve bir an önce Avrupa’ya ulaşma umudu.
Türkiye düzensiz göçmenlere insani davranan ülkelerin başında geliyor. Özellikle sözde medeni batının bir şekilde geri itmeye çalıştığı bu insanlara kucak açıp, yedirme, içirme, giydirme ve barındırma noktasında yıllarca bu insanlara “yasadışı göçmen” ifadesi kullanan medeni batıdan çok daha iyi bir yerde.
Afganistan, Irak ve Suriye’deki iç kargaşanın bir sonucu olarak, düzensiz göçmenlerin yoğun bir şekilde Avrupa ülkelerine gelişi göç krizi olarak adlandırılan durumu yaratmış ama bu krizi yaratan da yine batı olmuştur. Batı gözlerini ve kulaklarını kapatarak bu çaresizliğe göz yummamalı. İnsan hakları evrensel beyannamesi insan onurunun korunması gerektiğini emrediyor.
Düzensiz göçmenlere yönelik çalışmalar yeniden gözden geçirilmeli. Evleri, barkları, Ülkeleri ayaklar altına alınıp; açlığa ve sefalete mahkûm edilen bu insanlar için asgari insani bir alan oluşturulmalıdır. Bu görev sadece Türkiye’nin değil uygar dünyanın da sorunudur.
Bu insanlar sadece denizde boğulunca istatistiki bir rakam olmaktan çıkarılmalı, İnsani sorumluluk çerçevesinde muamele edilen insan olmalıdırlar. Bu sorumluluk hepimizin üzerinde duruyor.
Vesselam…