Türkiye, hem içeriden hem de dışarıdan çepeçevre kuşatılmaya çalışılıyor. Bütün hesaplar, Türkiye’yi kendi başına hareket edemez hale getirmek için yapılıyor. Son 15 gündür hızlandırılmış 90’lar kursu görüyoruz sanki. O karanlık, kaotik, karamsar, acımasız, kalleş 93 yılından fragmanlar izlettiriliyor hepimize. Canlı bomba saldırıları, acımasızca kurşunlanan polisler, pusuya düşürülüp katledilen askerler, kesilen yollar, ateşe verilen araçlar, şehirlerin göbeğinde elde uzun namlulu silahlarla gövde gösterisi yapanlar… 90’ların Türkiye’si tam tekmil gözümüzün önünden geçiyor. Tüm amaçları bu zaten; bu ülkeye barış gelmesin, esenlik oluşmasın, rahat huzur uğramasın, insanlar güven içinde kardeşçe yaşamasın…

Ne kadar terör örgütü varsa güç birliği edip Türkiye’nin üzerine çullanıyor. Ne kadar ırkçı, mezhepçi, sol, bağnaz örgüt varsa olanca güçleriyle Türkiye’yi yaralamak, yere düşürmek, gücünü kırmak için çırpınıyor. Son 3 yıldır Çözüm Süreci’nin başlatılması ile birlikte geri plana çekilen Türkiye’nin bu halinden nemalanmak için harekete geçen terör örgütlerine karşı devlet, “kudretini gösterme” kararı aldı. İçeride polis ile dışarıda silahlı kuvvetler ile kendisini kuşatmaya çalışanlara karşı adeta yarma harekâtı başlattı. Artık hepimiz biliyoruz ki Türkiye’nin güvenliğini alenen tehdit eden IŞİD ve PKK etkisiz hale getirilmeden, DHKP-C ve benzeri radikal sol örgütler tamamen yok edilmeden, Türkiye’ye rahat yüzü yok.

Güvenlik mi özgürlük mü sorusunun sorulmasına müsaade etmeden, hem güvenli hem de özgür bir ülkede yaşamanın imkânı sunulmalı. Doğudan batıya kamu güvenliği sağlanmış, hiçbir terör örgütüne rahat hareket etme imkânı verilmemiş bir Türkiye, hepimizin hayali. Bu hayalin gerçek olması için özgürlükler inadına genişletilmeli. Özgürlüklerden taviz vermeden güvenliğimiz de en ince ayrıntısına kadar sağlanmalı. Bu topraklar, sadece bu ülke vatandaşları için değil, tüm dünya mazlumları için de özgür ve güvenli bir liman olmalı.

İnsanlığın son adası olan Türkiye’nin kıymetini iyi bilmeliyiz. Bu ülkenin değerini yabana atmamalıyız. Kendi şahsi ve örgütsel hesapları için Türkiye’nin hilafına hareket edenler bilsinler ki; hiçbir zaman kazanamayacaklar… Türkiye, sonuna kadar mücadele edecek ve hiçbir terör örgütüne boyun eğmeyecek, hiçbir vesayet sistemini kabul etmeyecek. Savaştan, kaostan, terörden, karmaşadan, vesayetten, gâvurdan yana olanlar ile Türkiye’den yana olanlar kimmiş herkes gördü. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kararlı tutumu, hepimize umut oldu. Türkiye, bu kirli kuşatmayı yaracak, bu zor günler de geçecek inşallah…