Hareketli gözükseler de en sabırlı kitle tribünlerdir. Fakat ülkemizde sabırsızlığın tanımı tam olarak belirlenmiş değil; 30 dakika otobüs bekledikten sonra hele şükür geldi diyen milletiz biz. Ülkemizde kişi ve toplulukların kişi ve topluluklara ne kadar sabır göstereceği belli olmaz.
Burada kopma bitme noktası devreye giriyor. Başlıkta da bahsi geçtiği gibi tribünler, yani algı, algılayanların esas vicdanı kararı ortaya koyduğu yadsınamaz bir gerçektir.
Buradan hareketle; ülkemizde her koltuk sahibi dış algıyı takip etmek zorundadır. Toplum algısı ülkenin nihai geleceğinde rol oynayan en insani organdır.
Bu temellendirmelere dayanarak Trabzonspor Başkanı Muharrem Usta’ya seslenmek isterim:
Kavga iklimini bitirme vaadi ile geldiniz, 50. yıl söyleminin neferisiniz o zaman. “Şike-FETÖ-Fenerbahçe” paradigmasının konuşulması gerektiği NTV’deki programda bununla ilgili sadece ve sadece beş cümleniz hayat bulurken, neden Trabzonspor’un iç dertleri ulusal arenada bahse konu oldu?
Temennim kısa vadede Trabzonspor’a zarar veren bu tavırlardan vazgeçmenizdir.
Sadece benim gibi bir taraftarının vicdanının sesi değil bu, Trabzonspor tribünlerinin de iç muhakemesi Trabzonspor adına yaptığınız her tutumu kaydediyor. Her tavrınıza eksi ve artı işaretleri koyuyor. Çünkü Trabzonlu ve Trabzonsporlu kıvrak zekalıdır, yeri geldi mi babasına bile isyan eder, dikine gitmeyi sever.
Şunu açık belirtmek isterim ki, Trabzonspor taraftarının her olaya bir manifestosu vardır, bunu isterse hemen ortaya koyar, isterse 2, 3, 4 yıl sonra.
Bakınız 2011’den beri şike kangrenini gündemde tutan Trabzonspor camiası, hafıza ve idrak olarak hiç de azımsanacak durumda değil. Tribünlerimiz canlı ve diri her daim, yani şike kangrenini Türkiye’ye mıhlayan Trabzon insanı kaydedici bir algıya ve zekaya sahiptir, yön vericidir ve kindardır.
Bir Fenerbahçe derbisindeki yönetimden dolayı Cem Papila’ya tavır takınıp hırs yapan Trabzon insanı iktidarın gücünü hiçe sayıp muhalif CHP’ye büyükşehir belediye başkanlığını verdi 2004’te. Yani tribünün, Trabzon insanının tavrı, refleksi her daim dikkate alınmalıdır.
Sayın Muharrem Usta, 50. yılını kutlamak için geldiniz Trabzonspor’a, öyle ya da böyle bir şekilde yeni doğmuş bebek dediniz, tribünün vicdanı bunu kaydeder, unutmayın.
Oluşabilecek, ortaya çıkabilecek sonuçları dillendirmek istemiyorum. Sadece bir büyük “DİKKAT!” yazıyorum geleceğe, “Tribünlerin de vicdanı var.”
Yazımdan biraz izole bir tespitle bitiyorum.
Hacıosmanoğlu döneminde iktidar oy desteğini arttırdı, Trabzon’da yüzde 80’ e yakın oy aldı. İki bakan ve iktidar desteği ile gelen Sayın Muharrem Usta’nın olası başarısızlığı iktidarın oy kaydına da sebep verir Trabzon’da.
Bir de ne demek bu sezon hedefimiz yok! Gayrete sebep gerek…
Bu doğrultuda tribünlerin vicdanların sesine, algısına ses verin.
Her zamanın noktasını yazıyorum, bir gün önem listemin ilk sırasından kaldırmak ümidi ile: “Trabzonspor Anadolu neferi şampiyon olacak.”