Zamanın yavaş aktığı yerlerden geçiyorum.

Daha doğrusu zamanın, zamanından önce geçmediği yerlerdeyim… 

İnsanlar yaşlanıyor ama ihtiyarlamıyor. Olgunlaşıyor. Büyüyor. Fekat meseleleri büyütmüyor. Hakkını veriyor. Böylece de hakkından geliyor…

Zamanın, insanı beklediği topraklardayım.

Durak olarak kullanılan yer yok. Durmak diye bir şey yok. Beklemek, zamanın hakkını vermek…

Şükür ki zamandan zamana fark var. Şükür ki insan zamana yaşlanmış. Şükür ki zamandan insana fark var. Şükür ki zaman var. Şükür ki insandan zamana uzanan zamanlar var. Şükür ki insandan insana uzanan insanlar var. Şükür ki şükretmeyi biliyor insanoğlu…

Zamanın insanla diyalogda olduğu yerlerdeyim.

Dinlemeyi bilen en iyi arkadaşın zaman olduğunu biliyorum da, zamanın, dinleyen insana karşı bu denli konuşkan olduğunun farkında değildim.

Zamanın nasıl bir şey olduğunu öğrendiğimi söyleyemem. Ama zamanın kendisini hissettirdiği vakitlerin farkına varmaya başladığımın farkına varıyorum.

İnsan, yaşadıkça farkındalığı artan yaratık…

Zaman ile ilişkisini gözden geçirmeli insan. Özden sorunlu… Kendinden çok ötede aradığı bir kendilik söz konusu.

Devanızın aynı zamanda derdiniz olma riskini düşünsenize…

Ne çare!

Köklü çözüm arama sorunsalımızı da bu meseleye eklemleyelim.

İnsan farkında olmalı ki, hiçbir meseleyi tam olarak çözemez. Gerek de yok.

Kesin çözüm, emin olamayanların yumuşak karnıdır. Daha doğrusu, emin olmak zorunda hissedenlerin…

Emin olmak, emanetle kurulan irtibatın neticesine bakar. Sen, sana emanet bırakılan şeylere hakkını verdin mi ki emin olmak ya da olunmak derdindesin. Bu zaten kimsenin sana vereceği paye değil. Kendinin de… Kararı verecek olan zamandır.

Yine geldik mi zamana!

Karar verici unsur olarak zaman…

Kendini teslim etmen gereken ama kesinlikle teslim olmaman gereken zaman…

Hem düşman, hem dost…

Zamanın hızlı aktığı yerlerde yaşıyorum. Şu an zamanın başka aktığı yerlerdeyim fekat zamanın benden hızlı ve hırslı olduğu yerlerde yaşıyorum. Haliyle zamana karşı istikrarsız bir statüko gözetiyorum.

Farkında olduğunu iddia edenin farkında olduğu şey farkında olması gerekenden uzak bir farkındalıktır.

Ol sebeptendir ki, kendimden büyük iddiaların berisindeyim. Hep öyle oldum diyemem ama hayatın yönlendirdiği istikamet burası.

Ya sen!

Peki, o!

Özne çok mühim değil.

Öz ne? Mesele bu…

Cevap vermek de değil. Soru sormak ve aramak. Cevap ya kendini sana bırakır ya da farkında olmadan seninle kol kola yaşar.

Zaman gibi…

Yani zaman, cevabın kendi olduğu kadar soruları kucağında taşıyan sandıktır. Hazine sandıklarımızdan bize daha yakındır.

O sandığın sahibiyse zaman, kilidi insan…

Ya da sahipse insan sandığa, kilidi zaman…

Hem cevap, hem soru…

Zamanın insanı beklediği topraklardayım dedim ya…

İnsanın mahvetme çabasına rağmen sabırla insanı bekleyen zamana şahit oldum.

Kahrolası benliğinin cenderesindeki insanı tebessümle bekleyen zaman…

Tebessüm eden zaman…

Somurtan insana hayatın her aşamasında tebessüm eden zaman…

Şükür ki tebessüm var. Şükür ki zaman var. Şükür ki zamandan zamana fark var. Şükür ki içinde bulunduğum zamandan yol aldığım zamana fark var. Şükür ki zamanın beni beklediği yere dönme ihtimali var.