Geçtiğimiz günlerde çocuğunun önünde vahşice öldürülen bir kadının uğradığı vahşeti bazı TV’ler ve internet kanalları sıradan bir olay gibi aktardılar. Emine Bulut’un küçük kızı ömür boyu hayatını sarsacak bu travmayı yaşarken, ekrandan film gibi izleyen insanların ve özellikle çocukların ruh dünyaları altüst oldu.

Cinayet, tecavüz, gasp, hırsızlık gibi olayları kimileri kutsal zannettikleri ve amatör olarak yaptıkları “habercilik” adına; kimisi kamuoyunun aydınlatılması adına, kimisi ise sayfa reytingi uğruna rahatlıkla paylaştılar. Toplumu bilinçlendirme adına yapılan habercilik bir stratejiye dayanmak zorundadır.

Yapılan paylaşımlar, vahşetin boyutunu gösterirken eminim ki binlerce çaresiz kadın aynı şiddet ve sokak ortası cinayete uğramamak adına daha fazla köşelerine sindi. Belki de güzel bir evlilik hayali kuran birçok genç kız, bu korkunç akıbetten uzak durmak adına evlilik kurumundan soğudu.

Ayrıca bu paylaşımları sansürsüzce yayanların envanterinde,bu cinayeti izleyen kadınların, gençlerin, çocukların ruhlarında oluşan yırtıkları tedavi edecek bir ilaç da yok.

Kriminoloji, suç psikolojisi ve adli psikoloji önemli alanlardır. Suçla birlikte yaşandıkça, suçlar insanların önüne sıklıkla serildikçe insan zihni onu rasyonelleştirir. Mesela suç oranının çok yüksek olduğu bir topluluk düşünelim. O topluluk, yeni suçluları üreten bir fabrika gibidir. Dünyanın birçok bölgesinde, bazı topluluklar için çalmak başarıdır. Kimilerinde şiddet ve cinayet kahramanlık. Toplumlar kendi anlayışlarına göre bir suç ve ceza kültürü oluştururlar. Bizim için gerçek anlamda suç olan fiilleri istihfaf eder (understatement); hafife indirgerler.

Yaşadığı toplumda hiç suç görmeyen bir çocuk içinse kendi tabiatına /doğasına aykırı oluşundan kaynaklanan bir rahatsızlık her zaman kendisini gösterir. Çünkü aslında suç görülmedikçe alışılmayan ve ona aşinalık oluşmayan bir gerçekliktir.

Burada psikolojik problemleri olanlar ve kriminolojinin tasniflerinde belirlenen suça yatkın tipler bu tablonun istisnası olarak düşünülmelidir.Sağlıklı insan doğası/fıtrat,suç oluşturan eylemleri reddeder,  ürker ve uzaklaşır.

Örneklerle açıklayacak olursak bir insanın ekranlarda vahşice öldürülmesi, bir işyerinin veya evin soyulma anı, çocuk istismarı ve pornografisi insanların zihnindeki “yapılamazlık”, “dokunulmazlık” ve “mahremiyet” alanlarını yerle bir eder. Onların yapılabilecek eylemler olduğuna zihin kişiyi ikna eder. Dolayısıyla suç ne kadar anlatılıp yaygınlaştıırlırsa o kadar suç ortamının beslenmesine destek olunmuş olur.

Sürekli olarak suç ve şiddeti çevresinde yada ekranlarda gören göz bunu zamanla kabullenir kimisi için ürkütücü bir alan oluştururken diğeri için suç heyecan veren adrenalin üreten bir hastalığa dönüşür.

Suçu bilerek veya bilmeyerek övmek, suçu işlemek kadar gönüllü bir suç ortaklığı içerir. Bir katili, onun yüzünü ve adını görsel medyaya taşımak bu çağda kimileri için utanç verici ve caydırıcı olurken kimileri için tersine bir “şöhrete”kısa yoldan ulaşma aracıdır. Bu grup, suç ile ekranda adının anılmasından rahatsız olmaz.Medyada görünmekle “havalı” olduğunu düşünür. Kendisine suçlular dünyasında dehşetengiz bir yer açtığını düşünür.

Suçlunun suçu işleme anı, cinayet aletleri, hazırlıkları, kullandığı hileler, kamuflajı, suç teknikleri gibi konuların medyada sunulması “toplumu bilinçlendirme” gibi bir yönü olsa da çok daha geniş bir tahrip ortaya çıkarır. Suçla mücadelenin yalnızca suçluyu birebir yakalayıp adalete teslim etmekten ibaret bir fiziki yönü yoktur. Onun yanında,

Suç teşhirciliği, suçları suçun insan zihnindeki olumsuz çağrışımlarını normalleştirerek onları nötre çeviren ve zamanla meşruluk kazandıran bir hastalıktır.

Pekiyi bundan kaçınma ve kurtulmanın yolu yok mu? Kötü haberler hiç verilmemeli mi. Tabii ki hayır.  Toplumun bilinçlenmesi amacıyla habercilik yapılacak ve suç gösterilecekse, bunun suçla mücadele stratejisini ve sosyal psikolojiyi destekleyecek nitelikte olması gerekir. Birkaç misalle açıklarsak:

“Genç ve güzel kadın tecavüze uğradı” iğrenç bir kalıp olarak suça özendiricidir.

“Gasp çetesi suçüstü yakalandı”. “Katil kaçarken yakalandı.” Çocuk pornografisini depolayıp yayan “çete çökertildi” ve “tutuklandı”, “adliyeye sevk edildi” ifadeleri eylemin suç olduğu kanaatini ilk kez muhatap olanların zihinlerine yerleştirir. “Gaspçı olaydan kısa süre sonra yakalandı” gibi ifadeler bu mücadelede destekleyici ve suçu özendirmeyen sorumlu ifadelerdir. Aynı suçlar için “Katil tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı”. “Sanık karakolda ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldı”.gibi haber mahiyetinde de olsa cümleler suçu işleyenlerin ceza almayacağı yönünde yaygın bir kanaat oluşturuyor.

Suçla mücadele, eğitim yanında,  kolluk (polis), adalet sistemi ve sorumlu habercilik yapan ve doğru medya dilikullanan basın-yayın kuruluşları ve topyekün medyadır. Bu tür haberciliğin yayılarak gelişmesi dileklerimle yazımı sonlandırıyorum.