Şubat ayı gelince bir hüzün kokusu sarar cihanı. Kalpler titrer, yürek sızlar, gözler nemlenir. Çünkü şehadet gelir akla. Şehadet ki, Allah’ın büyük müjdelerle sunduğu kutsal bir emirdir ve Müslüman’a şehadet uğrunda yaşamak, mücadele etmek farzdır. İşte bizi hüzünlendiren bu mertebeye ermiş Müslümanlara duyduğumuz sevgi ve bizim halen bu mertebeden uzak oluşumuzdur.

           Onlar şehit oldular ve arkalarında hiç sönmeyecek bir ateş bıraktılar. O ateştir içimizi ısıtan. Onlar öyle bir tohumdular ki, köklerinden binlerce dal fışkırdı ve hiç solmadan ayrıldılar yeryüzünden. Kimdi onlar? Burada kısaca değinmekle hakkını asla veremeyeceğim yiğitlerdi.

           Aczimizle, isimlerini anmaya gayret edeceğiz.

           Hasan El-Benna: Mısır’da Müslüman Kardeşler Hareketi’nin kurucusu. Hayatı boyunca İslami bir mücadelenin içinde oldu. Filistin’i, İslam meselesi haline getirdi. 1949 yılında, Şubat ayında bir konferanstan çıkarken silahlı saldırıya uğradı. Saldırıya göz yuman hükümet, hastanede tedavi görmesini de engelledi. Şehadete kavuştu. Şehadetinden sonra Kahire’de camiler kapatıldı, erkekler tutuklandı. Namazını sadece kadınlar ve babası kıldı.

           Abbas Musavi: 1967’de Arapların İsrail’e yenildikleri savaştan sonra Filistin saflarına katıldı. Lübnan’da eğitim kurumları açıp, gençlere dersler verdi. 16 Şubat 1992’de Şeyh Ragıp’ın şehadet yıldönümünde, merasimden dönerken, İsrail’in atmış olduğu füzeler sonucu hanımı ve bir çocuğu ile birlikte şehit oldu.

           Şeyh Ragıp Harp: Genç yaşta Filistinli mücahitlerin yanında İsrail’e karşı mücadeleye başladı. Etrafındaki gençleri direniş için öğütledi. 16 Şubat 1984’te İsrail’in havadan füzeleri ile şehit oldu.

           Molla Zeki ATAK: Şırnak’ta doğdu. Daha 16 yaşındayken camilerde vaaz vermeye başladı. Türkçe, Arapça ve Kürtçe’yi iyi bildiği için Diyanet’in resmi Güneydoğu tercümanlığına getirildi. Binlerce Kürt’e İslam’ı öğretti, vatan sevgisi aşıladı. İnsanlar onu önder olarak gördüler. 19 Şubat 1992’de PKK tarafından çapraz ateşe tutularak şehit oldu.

           Hama Katliamı: Hafız Esad kendi aile sultasını devam ettirmek için, Hama ve Humus şehirlerindeki 40.000 Müslüman’ı katletti.

           El Halil Katliamı: Sabah Namazı’nı kılan Müslüman’ların 84 tanesi İsrail tarafından gerçekleştirilen saldırıda şehit oldu.

           Eşref BİTLİS: Org. Eşref BİTLİS, 27 Ağustos 1992’de PKK’nın ABD ile bağlarını anlattı. 7 Şubat 1993’te İncirlik Üssü’nden kalkan uçakların PKK’ya yardım dağıttığını söyledi. 17 Şubat 1993’te uçağının düşmesi sonucu; üç subay, bir astsubay ve bir PTT görevlisi ile birlikte şehit oldu.

           Fırat Yılmaz ÇAKIROĞLU: Ege Üniversitesi’nde 20 Şubat 2015’te milliyetçi öğrenciler ile PKK’lı öğrenciler arasında çıkan kavgada, Sosyoloji Bölümü 4. sınıf öğrencisi PKK’lı Nurullah SEMO tarafından bıçaklanarak şehit oldu.

           MALCOLM X: Daha küçük yaşta kardeşleri, Beyazlar tarafından öldürüldü. Sonrasında babası da suikasta kurban gitti. Harlem’de her türlü suça bulaştı. Hırsızlıktan dolayı on yıl hapis cezası yedi. Hapiste Elijah Muhammed ile tanıştı ve hareketine katıldı. Sert söylemlerle zenci ırkçılığını savundu. Sonra Elijah’ın gerçek yüzünü görüp hareketten ayrıldı. Hacca gitti. Hac dönüşü bambaşka birine dönüşmüştü. Artık tüm mazlumlar için mücadele ediyordu. İslam’ın hakikatlerini anlattığı bir konferansta, 21 Şubat 1965’te, yakın mesafeden kurşunlanarak şehit edildi.

           Onca şehidi hatırladıktan sonra, biz de Malcolm X’in bir sözüyle bitirelim yazıyı: “Tüm uyuyanları uyandırmaya tek bir uyanık yeter.”

           Allah şehitlere rahmet, katillerine lanet eylesin.