Modern yaşamın rakebetçi tarzı, gerek öğrenciler, gerekse de iş insanları için oldukça stresli. Bu stresi kontrol edebilmek ise sağlıklı, mutlu ve başarılı bir hayat için şart…

Stresi kontrol altında tutmanın sırrını başka yerde aramaya ise hiç gerek yok. GABA seviyemizi uygun şekilde dengeleyerek stresi azaltabilir, daha az endişeli hissedebilir ve birçok fiziksel ve zihinsel sağlık bozukluğu riskini azaltabiliriz.

GABA insanların ve tüm memeli hayvanların sinir sistemlerinde ve hatta böceklerde ve bitkilerde dahi bulunan kimyasal bir habercidir.

Geçen hafta glutamat ile birlikte kısaca bahsettiğim gibi inhibitör bir kimyasal haberci olan GABA’nın ana işlevi beyin aktivitesini yavaşlatmaktır. Doğal uyku hormonu olan melatonin sentezini düzenlediğine dair kanıtlar da bulunmaktadır.

GABA ile ilgili en ilginç keşiflerden birisi, stres, endişe, depresyon ve diğer psikiyatrik rahatsızlıkları körüklediği bilinen, zihnimizde oluşan olumsuz düşünceleri azaltabilmesidir.

Kendinizi bir süredir gerçekten rahat ve mutlu hissetmiyorsanız, geceleri yersiz yere olumsuz düşüncelerle uykunuz kaçıyorsa, rahatlamak için yüksek karbonhidratlı yiyeceklere ve ilaçlara ihtiyaç duyuyorsanız sakinliğin ve rahatlamanın nörotransmitteri GABA seviyeniz düşük olabilir.

Çok fazla stres, zayıf beslenme, uyku eksikliği, yüksek miktarda kafein ve glüten intoleransı GABA işlev bozukluğunun altında yatan bazı sebeplerdir. Yine B6 vitamini eksikliği GABA üretimini engelleyebilir. Hatta faydalı bağırsak bakterilerinin GABA ürettiğinden yola çıkarsak, bağırsaklarımızdaki iyi ve kötü bağırsak bakterileri arasındaki dengenin kötüye doğru bozulması çok az GABA üretilmesine neden olabilir!!!

Piyasada bulunan ve sentetik bir GABA formunu içeren gıda takviyelerinin “sakinleştirici özelliği olduğu, rahatlamayı sağladığı, stresi azalttığı, olumlu bir ruh hali ve daha iyi uykuyu teşvik ettiği” öne sürülmektedir. Ancak etkinlikleri halen tartışma konusudur.

Bu takviyeleri tercih etmiyorsanız, elbette GABA seviyenizi doğal yollarla artırmanız mümkün…

Yapılan analizler neticesinde tahılların, esmer pirincin, ıspanağın, arpanın, kestanenin, mısırın, lahananın ve patatesin önemli GABA kaynakları olduğu belirlenmiştir.

Lactobacillus ve Bifidobacterium gibi faydalı bakteriler GABA üretebilmektedir. Bu nedenle yoğurt, kefir ve lahana turşusu gibi probiyotik ve prebiyotik gıdalar tüketilmelidir. Yine DHA omega-3 yağ asidi kaynağı olması nedeniyle balık ve balık yağı tüketimi teşvik edilmektedir.

GABA’nın alıcılarıyla bağlanma yeteneğini engellediği için kafein tüketimini en aza indirmek gerekir. Bu amaçla kahve yerine çay tüketilebilir.

Sözün özü, stresi kontrol etmenin ve sakinliğin doğal yollarından birisi, yediğimiz ve içtiğimize dikkat etmektir.