Birkaç gün önce “Sürgün Köpeklerle Buluşma” isimli bir etkinliğe ilişkin bir e-posta aldım. Yazıda yerel yönetimler tarafından ormanlık alanlara bırakılan hayvanlara dikkat çekiliyordu. Kocaeli Kent Ormanı’nda ve Tepeören’de, online mama satış sitesi, hayvan haber sitesi ve bir üniversitenin Hayvan Hakları Öğrenci Topluluğu tarafından organize edilen iki farklı etkinlikte köpeklerin mamaya ve sevgiye doydukları belirtiliyordu. Evet etkinlik çok insani, özverili ve şefkat dolu. Ancak konuyu köşemde ele almamın nedeni sadece hayvan sevgisi değil…
Veteriner halk sağlığı perspektifinden baktığımızda, sokak hayvanları konusu; hayvan sevgisi dar kalıbına sığdırılamayacak kadar kapsamlıdır. İşin halk sağlığı, hayvan sağlığı ve hayvan refahı boyutları var.
Sokak hayvanları; kuduz, kist hidatik, toksoplazmoz, salmonelloz, leptospiroz gibi pek çok viral, paraziter ve bakteriyel hastalığın insanlara bulaşmasında önemli rol oynamaktadır. Sokak hayvanları, sadece insanlara değil diğer evcil hayvanlara da ölümcül hastalıklar bulaştırabilmektedir.
Peki ya sokak hayvanlarının insanlara saldırmaları veya saldırgan tavırları nedeniyle korkan, yaralanan ve hatta ölen insanlar…
Bu nedenle sokak hayvanları meselesi aslında insan, hayvan ve çevre sağlığı ile ilgili bir konu. Diğer bir deyişle “Tek Sağlık” kavramının ta kendisi.
Her ne kadar belediyelerin sorumluluk alanında olsa da, mevcut uygulamalar gösterdi ki her belediyenin bu konuyu kontrol altına almak için yeterli bilgi, kaynak, donanım, iş gücü ve vizyonu bulunmamakta.
Sorunun çözümünde hayvanların zehirlenmesi nasıl uygun değilse, ormanlık alanlara bırakılmaları da uygun değildir. Sokak hayvanlarının ormanlık alana bırakılmasında ilk dikkati çeken konu, hayvanların buralarda açlık, susuzluk, sevgisizlik ve soğukla mücadele etmek zorunda bırakılmaları olsa da burada daha büyük sağlık ve çevre riskleri de bulunmaktadır.
Ormanlık alanlara bırakılan bu hayvanlar hem vahşi hayvanlar için yem hem de hastalık etkenleri için vektör (konak) görevi görecektir. Bu durum kuduz, kist hidatik, multiloküler kist ve benzeri pek çok hastalık etkeninin hızla yayılmasına hizmet edecektir. Özellikle yaban hayatında kuduz hastalığının kontrolüne ilişkin çabaların boşa gitmesine neden olacaktır.
Bir diğer konu ise ormanlık alanlara bırakılan hayvanların beslenmek için zaten nesilleri tükenmekte olan orman canlılarına zarar verecek olmasıdır. Bu durum ise önemli bir çevre sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu nedenlerle, sokak hayvanlarına yönelik olarak atılması gereken adımlar bütüncül bir yaklaşımla, tüm paydaşların katılımı sağlanarak ve sürdürülebilir politikalarla yürütülmesi gerekir. Mücadeleye hayvan edinmenin zorlaştırılması ve kayıt altına alınmasından başlanmalıdır.