Doğu Akdeniz’de sular soğumaya terk edildi, rahat bir nefes alacağız derken sıcak haber Karabağ’dan geldi. Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’deki provokasyonlarının arkasında duran AB, ABD ve Arap Diktatörlükleri Türkiye’nin kararlı, güçlü ve tavizsiz duruşu karşısında yelkenleri suya indirmek zorunda kaldılar.

Güneyimizden çekilen emperyal güçler bu sefer kuzeyimizde ortaya çıktılar. Türkiye’nin çok güçlü desteğiyle, “Bir Millet, iki devlet” anlayışının vücut bulduğu Azerbaycan’a saldırlar…

İşgal ettikleri Karabağ’dan çekilmeyen Ermenistan, arkasındaki emperyalist ülkelerin emriyle Azerbaycan’ın sivil yerleşim yerlerine saldırılarını sürdürüyor. Bu saldırılarda hedefin Azerbaycan değil Türkiye olduğunu anlamak zor değil…

EMPERYALİZMİN TÜRKİYE’Yİ KUŞATMAKTAN BAŞKA DERDİ YOK

Güçlü ve bağımsız bir Türkiye’nin başlarına ne işler açacağını çok iyi biliyorlar. Nereden mi biliyorlar? Selçuklular ve Osmanlıdan biliyorlar…

AB’nin Güvenlik Sorumlusu Borrel, “Eski imparatorluklar uyanıyor. Bunlardan biri de Osmanlı. Türkiye de varisi. Bu yeni duruma göre yeni bir strateji geliştirmemiz gerekiyor” derken yolumuza güller dökeceklerini değil, alacakları tedbir ve önlemleri kast ediyordu…

Ermenistan Başkanı’nın, “Türkler bizi yenerse yeniden Viyana kapılarına dayanırlar” sözleri sıradan sözler değil.

Cumhurbaşkanımızın; “Sıcak çatışmalarla Türkiye’yi kuşatmak istiyorlar. Doğu Akdeniz, Libya, Suriye ve Irak’ta yapmak istediklerini Kafkaslara taşılar” derken her şeyin farkında olduğumuzu dosta da düşmana da ilan ediyordu.

ERMENİ DEĞİLSENİZ NEDEN ERMENİSTAN’I DESTEKLİYORSUNUZ?

HDP ve PKK’nın Ermenilere olan aşkı gizli saklı değil. CHP ile olan aşklarını muhatapları ne kadar gizlemeye çalışsa da; HDP ve PKK, Ermenistan aşklarını saklama gereği duymuyorlar.

PKK/YPG’nin Suriye’deki militanlarını Ermenistan’a göndermesi bu aşkın lafta değil ölümüne olduğunu gösteriyor.

TBMM’nin Ermenistan’ı kınadığı meclis bildirisine imza atmayarak PKK ve Ermenistan’ın yanında duran HDP kimseyi şaşırtmadı…

KOBANİ BAHANESİYLE ÖLDÜRDÜĞÜNÜZ YASİN’İN HESABINI VERECEKSİNİZ

Kobani olayları sırasında 37 Müslüman Kürt kardeşimizi şehit edenler bugün hesap vermek için hukuk karşısında hesap verecekler. “Niye 6 yıl sonra” diye soracağınıza, “Niye 37 masumu öldürdünüz, bunun emrini neden verdiniz” diye soracaksınız…

Bu ölümlerde dahli düşünülen HDP’li eski yöneticiler gözaltına alınınca parti milletvekilleri adliyenin önüne koştu. Başlarında Ermeni kökenli Garo Paylan’ın olduğu HDP’lilerin açıklaması bitince medyanda yükselen bir ses ortalığı tuzla buz etti…

“Ben Kürt’üm. Sizler Kürtler’in temsilcisi olamazsınız…” HDP’li grubun, “Biz Kürt’üz, Kürtlerin de temsilcisiyiz” demeyi beklerken ne mi? Ermeni vatandaşımız, HDP milletvekili Garo Paylan, “arkadaşlar, tamam dağılıyoruz” dedi ve HDP’li milletvekillerini önüne katıp meydandan ayrıldı.

Ermenistan’a sahip çıktığınız kadar; ekmeğini yediğiniz Türkiye’ye sahip çıkmadınız. Ermeniler’e sahip çıktığınız kadar Mazlum Kürt halkına sahip çıkmadınız. Ermenileri başınızın üstüne koyarken, Kürtlerin canını, malını, onurunu, şerefini ayaklar altına aldınız.

Azerbaycan’a karşı Ermenistan’ın yanında duran, Türkiye’ye karşı Emperyalistlerin değirmenine su taşıyan, Suriye’de “Kürt katili” Esat ile iş tutan, katlettiği Müslümanların kanında yüzen ABD ile müttefik olan sen, sonra da, “Ben Kürtlerin temsilcisiyim” diye dolaşan sen…

Hadi oradan!.. Siz önce öldürdüğünüz Yasin Börü’nün ve binlerce Müslüman Kürt’ün hesabını verin!..