Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba. Evet, ne hoş geldim ne de hoş buldum. Sebep malum… En baştan söyleyeyim: Bu yazı bir giriş yazısı olacak.
Seçim akşamı büyük bir şok yaşadık. Ve o zamandan bu yana herkes soruyor: Neden böyle oldu? Ve hemen hemen herkes AK Parti’nin yaşadığı düşüşle ilgili ardı arkasınca birçok gerekçe sıralıyor: AK Parti şunu şunu yaptı, böyle oldu diye. Fakat bütün bu gerekçelendirmelere karşı metodolojik olarak epey mesafeli olduğumu daha en baştan ifade etmek istiyorum. Bunu ise hakikatin hatırına yapıyorum.
Bir kere seçimler olduktan ve sonuçlar açıklandıktan sonra geriye dönüp AK Parti şunu şunu yaptı, sonuç bu yüzden öyle oldu fikrinin çok büyük bir defosu var: “Neden-sonuç ilişkisinin ters yüz edilmesi.”
Normalde sebebin AK Parti’nin yaptığı yanlışlar ve sonucun da seçim sonucu olması lazım. Hal böyle olsaydı, zaten seçimden önce de bu tarz düşüncelere sahip olurdunuz ve sonucu az çok öngörürdünüz. Niye seçim sonucunu beklediniz ki? Fakat bu fikir açıkça seçim sonuçlarıyla birlikte ortaya çıktı. Seçim sonuçları kendinden menkul bir neden halini aldı. Sonuç da böylece geriye bakarak türetilen ve odaklanılan AK Parti yanlışları oldu. Geçen Ağustos’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde eğer Erdoğan zaferle çıkmasaydı neler olurdu? Yine seçim sonucundan hareketle birçok gerekçe türetilirdi. Aynen bugün olduğu gibi…
Bir de şunu düşünün: İngiltere’de geçen ay seçim oldu ve Muhafazakar Parti oyların yüzde 37’sini alarak tek başına iktidar oldu. Bizde ise AK Parti yüzde 41 ile bunu yapamadı. Neden? Cevap seçim sisteminin farklı olması… Eğer bizde de böyle bir seçim sistemi olsaydı ne olurdu? “Halk AK Parti’yi tek başına iktidar yaptı” diyecektik. “Halk AK Parti’den çok memnun” da derdik sanırım.
Bu düşünce tarzının ikinci büyük defosu ise “bundan sonra oldu, demek bu yüzden oldu” şeklindeki ön kabul. Yani, seçimden önce her ne olduysa işte o yüzden seçim sonucu da böyle oldu demek. Önce gördüğüm şey sonra gördüğüm şeyin nedenidir. Peki öyle mi hakikaten? Kendisi öttüğü için güneşin doğduğunu sanan bir horoz bu soruya evet cevabını verirdi.
Ve bambaşka bir noktaya gelelim: “Sebep ile sonucun doğası aynıdır” şeklindeki o muazzam hataya. Ya AK Parti yaptığı en doğru şey yüzünden oy kaybettiyse? Yani, yanlış yapılan bir şey gibi doğru yapılan bir şey de oy kaybettirebilir, değil mi? Herkesin doğrusu kendine bir de. Demek ki bu noktayı düşünmeden yapılan analiz üçüncü bir hataya yol açıyor: İyiden kötü sonuç çıkmaz. Ve herkesin değer yargıları benimki gibi. Sonuç? “Benim yanlış gördüğüm ancak oy kaybettirir, benim doğru gördüğüm de ancak oy kazandırır” fikri. Söylemeye gerek var mı? Çok yanlış geldin. Ya da hiç gelmedin. Aklına bile gelmedi.
Düşünmenin kolay bir şey olduğunu kim söyledi? Hele hele doğru bir fikir sahibi olmanın ne kadar zor olduğunu, doğru fikre ulaşmak için aşılması gereken düşünce tarlasının mayınlarla dolu olduğunu söylemeye gerek var mı?
AK Parti’nin hatasız olduğunu demeye getirdiğimi düşünüyorsanız epey yanlış gelmişsiniz demektir. Yaptığım şey sadece oyunun kurallarını hatırlatmak. Hep unutmaya meylettiğimiz bu altın kuralları…
AK Parti birçok şeyi doğru yaptı. Birçok şeyi de yanlış yaptı. Bunları seçimden önce de söyledim, şimdi de söylüyorum. Fakat bu doğruların ve yanlışların çıkan sonuçta ne derece ve nasıl etkili olduğunu anlamak kolay değil. Gerçek anlamda düşünmek ve tefekkür etmek gerekiyor.
Seçim yapılıp da “AK Parti tek başına iktidar olamayınca” (bakın “Yüzde 41 oy alınca” değil), geriye bakarak haklı veya haksız bir şekilde AK Parti’nin yanlışlarını sıralamak çok anlamlı değil. En başta, AK Parti’nin o “hatalarının” sonuçtaki ağırlığını biliyor muyuz? Yani ilgili hata kaç tane oya mal oldu? Bir fikriniz var mı? Peki, seçmenin yanılmaz, aşkın ve mutlak merhametli bir bilge mi olduğunu düşünüyorsunuz?
Ayrıca, analiz kasanlara bir sorum var: AK Parti Van’da nasıl bir hata yaptı da oy oranı inanılmaz ölçüde düştü? Yorulmayın hemen cevap vereyim: Seçimden önce AK Parti Van’ı yeniden inşa etti. Demek ki AK Parti’nin oyları Van’ı yeniden inşa ettiği için düştü. AK Parti çok yanlış yapmış, evet.
Peki, Çözüm Süreci? Böylesine bir düşünce şekline göre seçim süreci muazzam bir yanlış olmalı. Neden? Çünkü seçimden önceki en büyük mevzu Çözüm Süreci idi. Sonra seçim oldu. AK Parti’nin oyları düştü. Son olarak, 7 Haziran sabahı da seçimden önce güneş doğdu.