Dün kaldığımız yerden devam edelim…

Böylece, ortaya çelişkili bir durum çıkmıştır. Batı bir taraftan bu kavramların insanlığın ortak değerleri olan objektif kavramlar olduğunu iddia ederken, diğer taraftan da bu kavramların aslında tarihsel bir geçmişe sahip olduğunu ve bu geçmişi yaşayanın da kendisi olduğunu söyleyerek bu kavramların kendisinin çocuğu olduğu iddia etmiş ve onları sahiplenmiştir. Batı dünyası bu açık çelişkiyi de şu enfes hamle ile gözlerden uzaklaştırmıştır: “Batı medeniyeti en ileri medeniyet olduğu için bu evrensel değerler Batı dünyasından çıkmıştır!” Ve ne yazık ki İslam dünyası da bu kandırmacayı “afiyetle yemiştir” ve yemeye de devam etmektedir.

Bütün bunları neden yazdım? Çünkü içim yanıyor. Batı dünyası “demokratikleşme” yolunda önemli adımlar atan Mısır’ın önünü bir darbeyle kesti ve iğrenç bir cuntayı başa geçirdi. O cunta da o günden bu yana Mısır halkına ve Müslüman Kardeşlere zulmediyor. En son olarak da bu cuntanın mahkemesi Mısır’ın seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olan Muhammed Mursi’ye idam cezası verdi!

Ve İslam dünyası Batı’nın kendi çocuğu olan plastik kavramlarla düşünmeye çok alışmış olduğundan dolayı, Batı’nın gerçek yüzünü ortaya koyan bu ve bunun gibi birçok olayda (1990’lı yıllarda Avrupa’nın ortasında Boşnak kardeşlerimizin başına gelenleri hatırlayın) Batı’ya gerekli tepkiyi gösteremiyor. Neden? Çünkü bu kavramlar “Batı’nın çocuğu”. Onları biz “eleştiremeyiz”. O yüzden Batı’ya kendi çocuğuna gereken ihtimamı göstermediği için ikiyüzlü olmakla itham ediyoruz ve mesele kapanıyor.

İslam dünyası olarak Batının kendi çocuğu olan, dışı yaldızlı içi kof kavramlara hayranlık duymayı ve bu kavramlarla “düşünmeyi” bırakmamız gerekiyor. Yapmamız gereken şey tam olarak İslam medeniyetinin aşkın ve manevi değerleriyle düşünmeye başlamak. İşte o zaman hem kendi yolumuzu çok daha güzel çizip kendi yolumuza gidebileceğiz, hem de Batı’yı eleştirmemiz gerektiği gibi, kendi kavramlarımızla şiddetli bir şekilde eleştireceğiz.

Komşuya “ya sizin çocuk da çok hopluyor zıplıyor, ses oluyor” çekingenliğiyle, Batı’ya “demokrasi diyorsun ama Mısır’da ne oluyor, ikiyüzlü müsünüz acaba” demekten de kurtuluruz belki.

Mısır’a ve Mursi’ye yapılan zulüm: Batı’yı kendi kavramlarıyla ne kadar eleştirebilirsin Hilmi?Yazarlar