Eski CHP Milletvekili Eren Erdem, “Türkiye, İran ile savaşa girse İran’ı tutarım” dediğinde bunu bireysel bir tepki zannettik. Oysa bunun bireysel değil bazı siyasi partilerin temel politikasına dönüşen bir maraz olduğunu öğrenmiş olduk.

CHP’nin başındaki etkisiz eleman, Suriye ve YPG’nin Türkiye için oluşturduğu tehdit ve saldırılarda Türkiye’nin değil; her zaman Esed ve YPG’nin yanında durdu.

HDP’nin Diyarbakır, Mardin ve Van belediye başkanları görevden uzaklaştırılınca yine aynı terör dayanışmasıyla karşı karşıya kaldık. Başkanların seçilmeden önce haklarında terörle ilgili onlarca yargı dosyası vardı, hala yargılanıyorlar. Seçildikten sonra da terörle olan bağlarında hiçbir değişiklik olmadığını birçok olayda gördük.

Belediyeler teröre değil, halka hizmet yeridir

Devletin, halka hizmet için gönderdiği paraları, teröre aktarmak dünyanın hiçbir yerinde göz yumulacak bir şey değildir. Teröre, teröriste, teröre destek verene devletin hoşgörü göstermesini beklemek aptallık değilse ancak ihanetle açıklanabilir.

CHP başta olmak üzere diğer muhalefet partileri de bu görevden almaları eleştiriyor. Peki muhalefet adına konuşanlar neden HDP ve belediye başkanlarına, “teröre destek vermeyi bırakın, devletin ve milletin parasını götürüp; polise, askere, halka kurşun sıkan teröriste vermeyin” demiyor?

Ne kadar ilginç değil mi? Sağcı, solcu, sosyal demokrat, muhafazakar, komünist, Türk milliyetçisi olduğunu iddia eden siyasi partilerin sözcüleri, terör örgütüyle arasına mesafe koymayan, terör örgütünün propagandasını yapan, terör örgütünün talimatlarını yerine getiren, devletin verdiği paraları terör örgütüne aktaran parti ve belediye başkanlarını destekleyen açıklamalar yapıyorlar?

Dünyanın hiçbir yerinde devleti yıkmak isteyenlere, devletin makamları, parası ve imkanları teslim edilmez!

Halkın tertemiz oyunu, götürüp terörün kanlı ellerine teslim etmek demokrasi değildir.Halkın özgür siyasi iradesini götürüp, terör baronlarının insafına teslim etmek hukuk değildir. Halkın seçim sandığını götürüp terörün eline rehin vermek siyaset değildir…

Hiçbir devlet buna göz yummaz ve izin vermez. Muhalefetin istediği buysa karınlarından konuşmayı bırakıp bunu halka açıkça söylesinler!

Siyaset terörü koruma kalkanı olarak kullanılamaz

Siyaset, devleti yıkmak ve vatanı bölmek isteyen, halkı öldüren terör örgütlerine devletin parasını aktarmak, teröristi masum göstermek, teröristi korumak için bir kalkan olarak kullanılamaz. Siyaset, terörü ve teröristi meşrulaştıran merkezler olamaz.Hiçbir demokrasi ve hukuk, siyasetçilere ve partilere teröre destek verme hakkı tanımaz.

Devletin varlığına, hukuk kurallarına meydan okumak; teröre destekvermek hiçbir vatandaşın olmadığı gibi siyasetçi ya da belediye başkanının da işi ve haddi değildir! Terörle mücadele sadece devleti yönetenlerin değil muhalefetin de görevidir.

Teröre koruma kalkanı olmak, onları masumlaştırmak muhalefetin görevi değildir. Çünkü terörün hedefi; sizi koruyan devletinizin varlığı, vatanınızın bütünlüğü, kardeşliğiniz ve bayrağınızdır!..

Hukuk, demokrasi, sandık, seçim, seçmen iradesi sadece devletin ve iktidarın gündeminde olması gereken değerler değil; siyasi partilerin ve onların temsilcisi belediye başkanlarının da dikkat etmesi gereken hayati can damarlardır. Onu kesmenize hiçbir devlet göz yummaz…