Tavşan kuyruğu gibiyiz. Ne uzuyor, ne de kısalıyoruz. Helalinden çorbamızı kaynatmanın derdindeyiz. Zenginlik hayalimiz de hiç olmadı zaten. Her daim elimizdekilerle mutlu olmasını bildik elhamdülillah… Müslüman’ız ya çok şükür daha ne olsun! Cenab-ı Allah hepimize iman zenginliği versin inşallah… Zenginlik deyince de herkesin aklına hep başka başka şeyler geliyor. Zenginlik, kimine göre kendini bilmek, kimine göre de sadece seni anlayan birine sahip olabilmektir. Kimine göre mal-mülk, servet sahibi olmak, kimine göre de sadece sağlıklı olmaktır. Zenginlik, kimine göre elinin-kolunun, kaşının-gözünün eksiksiz yerli yerinde olması, kimine göre de eşinin-aşının, hayırlı evlatlarının olmasıdır. Bana göre de ‘’Senden habersiz, senin için dua eden dostlar biriktirebildiysen eğer şu yalan dünyada, inan senden daha zengini yoktur.’’

Kıymetli dostlar bizi zengin yapan, dünya görüşümüz, manevi dünyamızın derinliği ve değerlerimizdir. Allah’ın kendisi için verdiği rızka, kulun hesapsız râzı olmasıdır. ‘’Allah katında makbul olan zenginlik, mal mülk zenginliği değil kalp zenginliğidir. Yani asıl zenginlik ‘’Allah’ı bulmak O’na kul olmak ve bütün kalbinle O’na bağlanmaktır.’’Zenginlik, nefeslerimizin sayılı olduğu şu fani dünyada hayatın bizi başköşede ağırlamasıdır. Zenginlik, bilesiniz ki cüzdan zenginliği değil, gönül zenginliğidir. İnsan biriktirmek, sevmek, sevilmek, paylaşabilmek, çarşıda-pazarda, elini kolunu sallayarak özgürce gezebilmektir. Fahri Kâinat Efendimizin buyurduğu gibi “Gerçek zenginlik, mal çokluğu değil, bilakis gönül tokluğudur.” Gönlü tok olmayan ne kadar zengin olursa olsun acizdir, yalnızdır, fakirdir…

Züğürt tesellisi gibi gelmesin ama bana göre zenginlik, sabahları sıcak yatağından kalkıp, kuş sesleri ile camiye yürüyerek gitmektir. Gecekondu evinin bahçesinde közde patates pişirip, isli çaydanlıkta çay içmek bir zenginliktir. Fırından aldığın sıcak somunun ucundan koparmak, canın istediğinde istediğin kadar halka tatlıdan doyasıya yiyebilmek bir zenginliktir. Sevdiğin insanlarla güzel bir sofrada iyi demlenmiş çayla zeytin, peynir gerçek bir ziyafettir. Örnekleri daha da çoğaltabiliriz…

Velhasıl demem o ki kıymetli dostlar; zenginlik, Allah’ın insanlara verdiği çok büyük bir nimet olduğu kadar, aynı zaman da bir imtihandır. “Bilesiniz ki Cenab- ı Allah, fakiri yoklukla, zengini de varlıkla imtihan edermiş.” Zengin, malını nereden kazanıp nereye sarf ettiyse boynuzsuz koyunun, boynuzlu koyundan hakkını alacağı o büyük günde, Allah’ın huzurunda hesap verecektir. Gelin o vakit şu ‘’parasız saadet olmaz’’ ezberinden hemen bir kurtulalım. İnanın çok parası olan çok mutlu falan olmuyor! Zenginlik, insana rahat bir hayat sağlar ama asla mutluluk sağlamaz! İyi bir kul, iyi bir mümin ve iyi bir insan olanlar, dünyada başarılı ve mutlu, ahrette de cennetin zengin varisçileri olacaktır. Köşe yazımı parayı kalbine yaklaştırmamak için gömlek cebine koymayan atalarımızın güzel bir sözü ile bitireyim…

Unutmayın! Güzelliği bir sivilce, zenginliği de bir kıvılcım yok eder!

Selametle…